Güncelleme Tarihi: 18 Aralık 2017
Endokrin sistemini iç salgı bezleri oluşturmaktadır. Endokrinoloji bilimi ise endokrin sistemini incelemektedir. Detaylandırmak gerekirse endokrinoloji iç salgı bezleri, iç salgı bezlerinin fonksiyonları ve salgıladıkları hormonların yanı sıra metabolizma hastalıkları ile ilgilenen bilim dalıdır.
Hormonların işlevi nedir?
İç salgı bezleri vücutta hormon sentez ve salgısını üstlenmektedir. Vücutta farklı aktiviteleri denetleyen hormonların farklı tipleri, üreme, metabolizma, büyüme ve gelişmeyi kontrol etmektedir. Hormonların belirtilen işlevleri dışında vücudun çevreye verdiği tepkiyi de kontrol etme görevi vardır. Vücudun fonksiyonları için ihtiyacı olan enerji ve besini sağlamaya destek olurlar.
Hangi hastalıklarla ilgilenir?
Salgılanan hormonların azlığı, fazlalığı ve iç salgı bezlerinin tümörleri, incelenmesi gereken olgulardır ve endokrinoloji bilimi tüm bu konuları araştırmaktadır. Ayrıca,
- Diyabet (şeker hastalığı)
- Obezite (şişmanlık)
- Beslenme ve diyet
- Kolestrol ve kan yağları yüksekliği
- Ürik asit yüksekliği
- Metabolik sendrom
- Özellikle D vitamini olmak üzere tüm vitamin ve minerallerin metabolizması
- Osteoporoz (kemik erimesi)
gibi metabolizma hastalıkları da endokrinolojinin görev alanına girmektedir.
Endokrin sistemini hangi salgı bezleri oluşturur?
- Hipotalamus
- Hipofiz
- Tiroid
- Paratiroid
- Pankreas
- Yumurtalıklar
- Böbreküstü bezi
- Yağ dokusu
- Endotel (damar iç duvarını döşeyen hücreler)
şeklinde sıralanabilir.
Endokrinolog kimdir?
Endokrin sistemi ile ilgilenen doktorlara endokrinolog denir. Ülkemizde endokrinolog olmak isteyen hekimler, altı yıllık temel tıp eğitimi, dört yıllık iç hastalıkları ihtisas eğitimi ve ardından endokrinoloji alanında üç yıllık yan dal ihtisas eğitimini tamamlamaları gerekir. Endokrinologlar hormon hastalıklarına nasıl tanı konulacağı ve tedavi edileceği üzerine eğitim alırlar. Salgı bezlerini etkileyen hastalıkların, hormon dengesizliği ve problemlerinin tanı ve tedavisini gerçekleştirirler.
Endokrin bozuklukları nelerdir?
Endokrin sistemini geniş bir alan oluşturduğu için ortaya çıkan hastalık ve bozukluklar da çeşitlilik göstermektedir.
Endokrin organ ve sistemlere göre başlıca endokrinolojik hastalıklar
- Hipofiz bezi hastalıkları
- Tiroid bezi (guatr) hastalıkları
- Paratiroid bezi hastalıkları
- Böbreküstü bezi (adrenal veya sürrenal) hastalıkları
- Yumurtalık (over) hastalıkları
- Testis ve hormonlar
- Diyabet
- Şeker düşmeleri (hipoglisemi)
- İnsülin direnci sendromu
- Obezite
- Kemik erimesi (osteoporoz)
- Kolestrol yüksekliği
- Ürik asit yüksekliği
Diyabet
Diyabetin halk arasında yaygın kullanılan ismi şeker hastalığıdır ve hastanın kanındaki şeker miktarı fazlalığını ifade etmektedir. Gelişen teknolojiyle birlikte yapılan çalışmalar kan şekeri kontrolü ile diyabetin sebep olabileceği çeşitli koplikasyonları engellemekte sonuç alınabileceğini ortaya koymuştur. Diyabet gözler, böbrekler ve sinirlerle ilgili problemlere yol açabilmektedir. Diyabetin tedavi edilmemesi sonucu gözlerde körlüğe, böbrek yetersizliğine, diyalize ve kangrenlere neden olabilir. Endokrinologlar, diyabeti diyet ve ilaç takviyesi ile tedavi ederler. Hastaları inceleyen ve izleyen endokrinologlar diyabet sebepli oluşabilecek komplikasyonlara önlem alırlar.
Tiroid
Boyunda şişlik, saç dökülmesi, cilt kuruluğu, terleme, sinirlilik ve çarpıntı gibi hastalıklarda öncelikle düşünülmesi gereken guatr veya tiroid bezi hastalıkları olmalıdır. Tiroid bezleri düzenli çalışmayan bireylerin enerji miktarları ile ilgili problemleri vardır. Ayrıca sıcak-soğuk duyarlılığı, kas sertliği, duyu bozuklukları ve kilo kontrolü ile ilgili sorunlar da ön plana çıkabilmektedir. Tiroidin az veya çok salgılanması da çeşitli problemlere sebep olabilmektedir. Tiroidin fazla salgılanmasına hipertiroidi, düşük oranda salgılanmasına ise hipotiroidi denilmektedir. Endokrinologlar, hipertiroidi ve hipotiroidi olan hastaları tedavi ederler. Tiroid hastalığının tedavisinde ise hastaların hormon dengesinin sağlanması amaçlanır. Hipotiroid vakasında tiroid hormonu verilerek denge sağlanmaya çalışılırken hipertiroid vakalarında fazla hormonun bloke edilmesi amaçlanır. Tiroid nodülleri, tiroid kanserleri ve büyümüş tiroid dokusu (guatr) da endokrinologların çalışma alanına girmektedir.
Kemik
Halk arasında kemik erimesi olarak adlandırılan osteoporoz, kemikleri yumuşatan, kalsiyum dengesini bozan kemik hastalığıdır. Osteoporoz, oluşturduğu hasarlardan dolayı iskeleti zayıflatmaktadır. Birtakım hormonlar kemikleri koruyucu özellikte iken bazılarının bozucu etkisi vardır. Yüksek hormon seviyesi kemiklerin kalsiyum kaybederek zayıflamasına sebep olmaktadır. Kadınlarda menopoz ve erkeklerde testis fonksiyonlarının kaybı ve yaş alımı, insanları kemik kırılmalarına elverişli hale getirir. Osteoporoz tüm bu sebeplerden dolayı endokrin ve metabolizma hastalığıdır.
Üreme / Kısırlık
Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 10’u çocuk sahibi olamamaktadır. Endokrin üzerine yapılan araştırmalar binlerce çiftin üremesine yardımcı olmuştur. Endokrinologlar kısırlığa neden olabilen hormon bozukluklarının teşhis ve tedavisini gerçekleştirir. Endokrinologların üreme problemleriyle ilgili menopoz, adet düzensizliği, polistik over sendromu (PKOS), premenstural sendrom ve cinsel güçsüzlüğü rahatsızlıklarını tedavi ederler.
Obezite
Hormonal rahatsızlıklar bireylerin aşırı kilo alarak obez olmalarına sebep olabilmektedir. Endokrinologlar, metabolik ve hormonal sebeplerle ilişkili olarak obeziteyi de araştırma alanlarına dahil ederler. Tiroid, adrenal, over ve hipofiz bozuklukları obeziteye zemin hazırlayabilir. Ayrıca obeziteyle alakalı insülin direnci ve genetik problemleri inceler.
Hipofiz Bezi
Diğer salgı bezlerinin kontrolünü üstlenen hipofiz, vücudun ana salgılayıcı bezi olarak adlandırılır. Birçok önemli hormonun üretimini üstlenen hipofiz hormonlarının fazlalığı ya da azlığı çeşitli hastalıklara zemin hazırlamaktadır. Hipofiz hormonlarının düzensiz çalışması;
- Kısırlık (infertilite)
- Menstural bozukluklar
- Büyüme bozuklukları
- Kortizol dengesizlikleri (şişmanlık veya zayıflık)
- Prolaktin fazlalığı
gibi rahatsızlıklara yol açabilmektedir.
Hipertansiyon
Yapılan araştırmalara göre; her 100 kişiden biri aldosteron fazlalığı nedeniyle hipertansiyon hastasıdır. Söz konusu hastaların yarısı cerrahi operasyon ile tedavi edilebilir durumdadır. Aldosteron hormonu dışında metabolik sendrom veya feokromositoma da hormon dengesizliğini açığa çıkartarak hipertansiyona zemin hazırlayabilmektedir.