Güncelleme Tarihi: 6 Ekim 2020
- Sivilce Neden Oluşur?
- Sivilce Türleri Nelerdir?
- Sivilce Tedavisinde Doğal Yöntemler
- İlaçla Sivilce Tedavisi
- Drenaj, Fototerapi Ve Lazer İle Tedavi
Sivilce Neden Oluşur?
Sivilce, tıp dilindeki karşılığıyla akne, kıl köklerinin veya cilt altında bulunan ve yağ üretiminden sorumlu olan bezelerin tıkanması sonucunda ortaya çıkan oldukça yaygın bir cilt problemidir. Bu problem, yaygın olarak, cildin nemini sağlayan sebum üretiminin aşırı miktarda olması ve bunun ertesinde gözeneklerin tıkanması ile ortaya çıkar. Sebum düzeyindeki artış ayrıca beyaz ve siyah noktaların da iltihaplanmasına neden olabilir.
Tıp alanında ciddi sağlık problemlerinden biri sayılmasa de sivilce oluşumu, cilt yüzeyinde kalıcı izlere neden olabilirken, özellikle ergen ve genç erişkinlerde görülmesi sebebiyle de ciddi psikolojik sorunları tetikler.
Ergen popülasyonunun %80’inde görülebilen ve bazı durumlarda ise 40’lı yaşlara kadar devam edebilen sivilce oluşumu, cilt temizliği, yağ dengesi, beslenme, ilaç kullanımı ve genetik faktörlere bağlı olarak ortaya çıkar. Bunların yanı sıra hormonal değişimler (hormonlardaki hızlı ve ani değişimler aşırı miktarda sebum üretimini tetikler), karaciğer yağlanmasına sebep olan sağlık problemleri, kozmetik ürünlerin seçimi, stres ve mental problemler de akne oluşumunda oldukça etkili olan diğer faktörlerdir. Ayrıca, sivilceleri sıkma sonucunda cildin hasar alması da bu sebeplerden biri olarak sayılabilir. Öyle ki tahriş olan cilt dokusu bakterilere açık hale gelir ve bu durum gözeneklerin iltihaplanmasına sebep olur.
Ergenlik dönemi için geçerli olmamakla beraber, sivilcenin ortaya çıkmasına neden olan besin maddeleri ise şöyledir: Şeker ve tatlandırıcı içeren ürünler, unlu mamuller ile işlenmiş gıdaların tümü.
Sivilce Türleri Nelerdir?
Sivilce tedavisi öncesinde, kişinin hangi sivilce türünden muztarip olduğu bilinmelidir; öyle ki, ancak bu bilgi ile tedaviye başlanabilir.
Sivilceler temelde, komedonlar (siyah noktalar), papüller (iltihaplı ve kırmızı renkteki oluşumlar), pistüller (sarı renkteki irinli, iltihaplı oluşumlar) ve nodüller (büyük boyutlu, yuvarlak, iltihaplı oluşumlar) olarak çeşitlendirilir.
Bununla beraber lezyonun formuna göre de sivilceler türlere ayrılmıştır:
Akne Vulgaris: Kist, skar ve nodül oluşumuna neden olmayan, özellikle ergenlik döneminde ortaya çıkan, aknenin basit bir formudur.
Akne Konglobata: Genellikle sırt, kalça, gövdede görülen; nodüler aknenin çok şiddetli bir türüdür ve kist oluşumuna neden olarak, cilt yüzeyinde izlere sebep olur. Polikistik Over Sendromu ile beraber ortaya çıkabilir.
Akne Fulminans: Çoğunlukla ergen ve erişkin erkeklerde görülen bu akne formu, ani bir şekilde başlar ve şiddetli bir biçimde devam eder. Nadir görülen bu türün tedavisi zaman alırken, skar oluşumu da gözlenebilir.
Bunların haricinde, güneşe, strese, ilaçlara ve yaşa bağlı olarak gelişen spesifik akne türleri de vardır.
Sivilce Tedavisinde Doğal Yöntemler
Sivilce tedavisi genellikle doğal yöntemler, ilaç kullanımını içeren tıbbi yöntemler veya teknoloji destekli medikal yöntemlerle yapılır. Bu yöntemlerden hangisinin seçileceği ise aknenin cinsine ve şiddetine bağlıdır.
Sivilce tedavisi için önerilen doğal yöntemlerin başında yüz temizliğinin düzenli ve eksiksiz bir biçimde yapılması gelmektedir. Bunun yanı sıra, doğal bir tedavi şekli olarak kükürtlü ve zeytinyağlı sabun kullanımı sıklıkla önerilir. Ayrıca, doğada bulunan ürünlerle hazırlanan çeşitli kürlerin de akne tedavisinde etkili olduğu bilinmektedir fakat bunların cildin yağ dengesini tamamen değiştirmesi önlenmelidir. Yapılan bazı araştırmalar, doğal ürünlerle cildin yağ seviyesinin aniden düşürülmesinin daha ciddi cilt sorunlarına yol açtığını göstermiştir.
Cilde direkt olan uygulanan doğal ürünlerin yanı sıra, sivilce oluşumunu azalttığı bilinen birtakım gıda maddeleri ve takviyeler de bulunmaktadır. Probiyotik yönünden zengin olan yoğurt, ayran ve kefir bunların başında gelmekle beraber, omega-3 yağ asitleri ve A, D ve E vitaminleri de sivilcelerin azaltılmasında oldukça etkilidir. Ayrıca, sebum üretimini azaltan yeşil çay, cildin yağlanmasını geciktirir.
İlaçla Sivilce Tedavisi
Günümüzde en çok kullanılan sivilce tedavi yöntemi ilaçla tedavidir. Ağızdan alınan ilaçların yanı sıra topikal kremler akne oluşumunu durdurmak ve cildi sorunsuz bir hale getirmek için sıklıkla reçete edilmektedir.
Topikal kremlerin, jellerin başında benzoyl peroxide gelmektedir; direkt olarak sivilce üstüne uygulanan bu madde, kısa süre içinde iltihabın kurumasını sağlar. Bunun yanı sıra eritromisin, klindamisin, tetrasiklin, minosiklin gibi antibiyotikler özellikle bakterilerin gözenekleri doldurması ile ortaya çıkan akneler için iyi birer seçenektir. Son olarak, tretinoin (retin-a), adapalen (differin), tazaroten (tazorac) gibi topikal retinoidler şiddetli aknenin tedavisinde kullanılır.
Bunların haricinde, ciddi miktarda izotretinoin içeren ve piyasada farklı adlar ile bulunabilen reçeteli haplarla da tedavi yapılabilmektedir. Bu haplar, sivilcelerin yok edilmesinde oldukça etkilidir, fakat ciddi yan etkilerinin bulunması sebebiyle tedavinin istenilen süre boyunca sürdürülmesi bazı durumlarda olası olmamaktadır.
Drenaj, Fototerapi Ve Lazer İle Tedavi
Yukarıda bahsedilen sivilce tedavisi yöntemlerinin yanı sıra, drenaj, fototerapi ve lazer ile de cildin sağlıklı hale getirilmesi mümkündür.
Drenaj, kistik özellik kazanmış ve cilt altında bulunarak kişiye acı veren ciddi boyutlu sivilcelerin cerrahi olarak ortadan kaldırılması işlemidir. Drenajın, işlem ertesinde skar oluşmaması için alanında uzman kişilerce yapılması elzemdir.
Fototerapi, diğer adıyla ultraviyole B tedavisi ise, belirli dalga boyundaki ultraviyole ışınlarının cildin sorunlu bölgesine gönderilmesi ile gerçekleştirilen tedavidir. Seanslar halinde alınan bu tedavi, başta akne olmak üzere sedef, vitiligo, egzama ve şiddetli kaşıntı gibi çeşitli deri hastalıklarının ortadan kaldırılması için kullanılır. Fototerapi tedavisi, sivilcenin şiddetine ve türüne bağlı olmakla beraber genellikle 2 – 3 ay içinde tamamlanır.
Son olarak, lazerle sivilce tedavisi, akneye sebep olan ve ısıya duyarlılığı bulunan bakterilerin lazer ışığı ile yok edilmesi prensibine dayanır. Lazerle, bakteriler başka bir tedaviye gerek kalmadan etkisiz hale getirilirken, hastanın cildine de zarar verilmez. Bu yöntemin bir başka avantajı ise akne tedavisi ertesinde iz kalmamasıdır. Bilindiği gibi, bazı durumlarda, özellikle ilaçla tedavi ertesinde sivilceler artık varlığını sürdürmüyor olsalar da bu oluşumların bıraktığı izler cildi terk etmeyebilmektedir.
Yağ üretimini de sağlıklı bir biçimde baskılayan bu tedavide kullanılabilecek lazer türleri ise şöyledir: Q- switched ND YAG lazerler, fotodinamik, mavi ışık, fraksiyonel lazerler, led, kırmızı ve mavi ışık kombinasyonu, IPL.