Güncelleme Tarihi: 6 Kasım 2020
- Kansızlık Nedir?
- Kansızlık Belirtileri Nelerdir?
- Kansızlığın Sebepleri Nelerdir?
- Kansızlığın Teşhisi ve Tedavisi
Kansızlık Nedir?
Vücutta yeterli sağlıklı kırmızı kan hücresi olamaması sonucu, dokulara sınırlı oksijenin taşınması ile ortaya çıkan hastalık halk arasında kansızlık olarak tabir edilir.
Bilindiği gibi, kan hücreleri demir açısından zengin bir çeşit protein olan hemoglobini taşımakla görevlidir; bu sayede akciğerlerden organlara oksijen ve organlardan akciğerlere karbondioksit taşınır. Vücut sisteminde hayati bir görev üstlenen kırmızı kan hücrelerinin yetersiz olması, ciddi sorunlara yol açabilir.
Tedavi edilmesi gereken anemi, her yıl 2 milyar insanı etkiler, bu da, dünya nüfusunun yaklaşık %30’una tekabül eder.
Tıp dilinde anemi olarak bilinen kansızlığın farklı türleri bulunmaktadır:
- Aplastik anemi,
- Fanconi anemi,
- Hemolitik anemi,
- Demir eksikliği anemisi,
- Orak hücreli anemi,
- Talasemiler,
- Pernisiyöz anemi.
Anemi, bazen uzun veya kısa süreli olarak hastaları etkileyebilirken, bazı durumlarda ise çok ciddi sağlık sorunlarının habercisi olabilir. Bu yüzden kansızlığa ilişkin bir şüphe duyulduğunda, tıbbi destek almak doğru tercih olacaktır.
Kansızlık Belirtileri Nelerdir?
Kansızlık belirtileri, hastalığın ortaya çıkmasına neden olan kaynağa göre değişiklik gösterebilir. Kansızlık sebebi kronik bir hastalıksa, test yapılmadığı sürece hasta bu sorunun varlığından haberdar olmayabilir.
Başlarda hastalığın tespiti, hiçbir belirti göstermemesi sebebiyle zordur. Ancak hastalık ilerledikçe belirtiler de kendini daha etkili bir şekilde gösterir.
Kansızlığa ilişkin yaygın semptomlar aşağıdaki gibidir:
- Yorgunluk,
- Halsizlik,
- Nefes darlığı,
- Cildin sararması,
- Düzensiz kalp atışları,
- Baş dönmesi,
- Göğüste ağrı,
- El ve ayakların üşümesi,
- Baş ağrısı.
Eğer kişinin nedeni bilinmeyen yorgunluğu varsa hemen doktora başvurması önerilir. Kimi hastalar kan vermeye gittiklerinde, hemoglobin düşüklüğü teşhisi ile karşılaşırlar. Bu teşhiş, kansızlık tedavisine başlamak için önemli bir işarettir.
Kansızlığın Sebepleri Nelerdir?
Kansızlık, vücudun yeteri kadar ve gerekli hızda kan hücresi üretmediğinde ortaya çıkar. Bu sorun, kanama sonucunda veya üretilen kan hücrelerinin vücuttaki bir hastalıktan dolayı yok edilmesi ile tetiklenebilir. Bununla beraber, anemi yaygın olarak genetik sebeplere ve demir eksikliğine bağlıdır.
Ayrıca, farklı anemi çeşitlerinin farklı sebepleri vardır:
Demir eksikliğine bağlı anemi: En sık görülen anemi türüdür. Kandaki demirin yeterli miktarda olmaması sonucu ortaya çıkar. Çoğunlukla hamile kadınlarda ağrı kesici kullanımı veya şiddetli adet kanamaları sonucu görülür.
Vitamin eksikliğine bağlı (pernisiyöz) anemi: Vücudun folik asit ve B-12 vitamini ihtiyacı karşılanamadığı zaman ortaya çıkar.
Kronik hastalığa bağlı anemi: Birtakım ciddi kronik hastalıklar (HIV / AIDS, romatoid artrit, böbrek hastalığı, kardiyovasküler rahatsızlıklar ile kanser türleri) hüclerin eksik üretimine neden olarak kansızlığı tetikleyebilir.
Hemolitik anemi: Kırmızı kan hücrelerinin üretiminden daha hızlı bir şekilde yok edilmesi durumunda (hemoliz) vücutta yeterli hücre bulunmaz; bunun doğal bir sonucu olarak da anemi ortaya çıkar.
Kemik iliği hastalığına bağlı anemi: Kemik iliğinde kan hücresinin üretimi, lösemi ve miyelofibroz gibi ciddi rahatsızlıklar sebebiyle sekteye uğrayabilir. Bu tip kansızlık, diğer tiplere göre daha ağır seyreder.
Orak hücre anemisi: Kişinin, genetik nedenler ile, vücudunda oksijen taşımak için eser miktarda kırmızı kan hücresi olmadığı durumda görülür. Orak hücre özelliği pek çok insanda belirti göstermeden ortaya çıkar.
Aplastik anemi: Bu nadir ve ciddi anemi türü vücudun kırmızı kan hücresi üretmediği durumda ortaya çıkar. Bu duruma, otoimmün hastalıklar veya zehirli maddelere maruz kalmak neden olur.
Kansızlığın Teşhisi ve Tedavisi
Genellikle, anemi tanısında ilk yapılan test tam kan sayımıdır (CBC/TKS/hemogram olarak da adlandırılır). Hemogramda kanın birçok niteliği ölçülür.
Bu test hemoglobin ve hematokrit değerlerini ölçer. Hemotokrit alyuvarların kandaki hacimsel oranını belirten bir ölçüdür. Hemoglobinin veya hemotokritin düşük olması anemi belirtisidir. Bu ölçümlerin normal değerleri ırka ve coğrafyaya bağlı olarak değişiklik gösterir.
Hemogramda ayrıca kandaki alyuvarların, akyuvarların ve trombositlerin sayısına da bakılır. Anormal sonuçlar anemi, farklı türde bir kan hastalığı veya enfeksiyon habercisi olabilir.
Ayrıca hemogram vasıtası ile alyuvarların ortalama korpüsküler hacmine (alyuvarların ortama büyüklüğü) de ulaşılabilir. Hacimle ilgili bilgi sahibi olmak kansızlığın nedeni hakkında varsayım yapabilmek anlamına gelir. Örneğin, demir eksikliğine bağlı olan durumda, alyuvarlar normalden küçüktür.
Farklı anemi çeşitleri için farklı tedavi yöntemleri vardır:
Demir eksikliğine bağlı anemi: Bu tip aneminin tedavisi genellikle demir takviyesi almak veya beslenme alışkanlığında yapılan değişiklikler ile olur. Eğer demir eksikliğinin sebebi vücutta meydana gelen kanama ise kaynağı tespit edilerek tedavi gerçekleştirilir.
Vitamin eksikliğine bağlı (pernisiyöz) anemi: Folik asit, B-12 ve C vitamini takviyeleri ile bu anemi çeşidi tedavi edilir. Hastanın sisteminde bu vitaminlerin sindirimiyle ilgili bir sorun varsa şırıngayla vücuda enjeksiyon yapılır.
Kronik hastalığa bağlı anemi: Kesin bir tedavisi olmamakla beraber, doktorlar ancak belirtileri azaltma yoluna gidebilir. Sağlıklı kişiden kan aktarımı veya kırmızı kan hücresi takviyesi uygulanabilecek yöntemler arasındadır.
Kemik iliği hastalığına bağlı anemi: Kemik iliği nakli, ilaç tedavisi veya kemoterapi yöntemleri kullanılarak bu çeşit kansızlığın tedavisi yapılabilir.
Hemolitik anemi: Şüpheli ilaçları kullanmayı bırakmak, vücuttaki enfeksiyonları iyileştirmek ve bağışıklık sistemini baskılayan ilaçları kullanmak bu tip anemilerin tedavisinde kullanılır.
Orak hücre anemisi: Bu çeşit anemide sadece ağrıyı ve oluşan komplikasyonları önlemek için adımlar atılabilir. Oksijen takviyesi, ağrı kesici tedavisi ve çeşitli medikal sıvılar ile hayat kalitesi artırılır.
Aplastik anemi: Hastaya kan nakli yapılarak çözülebilen vakalar vardır. Ancak kemik iliğinin yeterli gelmediği durumlarda nakil seçeneği de değerlendirilir.