Güncelleme Tarihi: 30 Mart 2021
Neden Öksürürüz?
Tıp dilinde “tussis” olarak da bilinen öksürük temelde, akciğerdeki havanın yüksek basınç ile hızlı bir biçimde dışarı atılmasıdır. Vücut bu tepkiyi, boğaz yabancı partiküller, mikroplar sebebiyle tahriş olduğunda veya solunum yolu yiyecek maddeleri ve mukus tarafından tıkandığında verir. Bu sebeple istemsiz bir eylem olan öksürük refleks olarak tanımlanabilir; bununla beraber, ciddi bir hastalığın da belirtisi olabilir.
Öksürüğün altında yatan başlıca nedenler ise şöyledir:
- Viral enfeksiyonlar: Grip ve soğuk algınlığına eşlik eden öksürük oldukça yaygın olarak gözlenir. Viral enfeksiyonlar sebebiyle akciğerlere ulaşmaya çalışan virüsler, yüksek basınç altında organdan uzaklaştırılır. Bu türden öksürük için genel olarak endişelenmeye gerek yoktur; yaklaşık olarak 1 hafta – 10 gün sürecek olan hastalığın bitişinin akabinde ortadan kalkacaktır. Fakat semptomların devam ettiği durumda hekimle yeniden iletişime geçmek önerilir.
- Astım ve alerji: Astım ve alerji, tahriş edici özelliği bulunan maddelerin solunmasının ardından aşırı reaksiyona neden olarak, inatçı öksürüğün ortaya çıkmasına sebebiyet verebilir. Bununla beraber, kronik şekilde izleyen öksürük, astım belirtisi olarak kabul edilmektedir.
- Göğüs hastalıkları: Solunum yollarını ve akciğeri etkileyen pek çok göğüs hastalığı akciğerdeki havanın ani bir biçimde dışarı atılmasına sebep olabilir. Göğüs hastalıklarına bağlı olarak gelişen öksürük ayrıca, hastalığın yayılmasına neden olabilir; öyle ki hava çıkışı esnasında enfeksiyona neden olan virüsler çevredeki kimselere bulaşabilir. Bu sebeple, göğüs enfeksiyonundan şüphe duyduğunuz durumda zaman kaybetmeden tıbbı destek talep etmeniz gerekmektedir.
- Gastroözofageal reflü (GERD): Yaygın bir sindirim sistemi rahatsızlığı olan reflü, mide asidinin gırtlak ve yemek borusunu tahriş etmesine neden olur, bu da ciddi bir tetikleyici olarak kabul edilir. Mide asidi boğaza yükseldiği her sefer kuru öksürük ortaya çıkabilir, bu sebeple reflünün tedavisi gerçekleştirilmediği sürece sorun devam edecektir.
- Geniz akıntısı: Özellikle, sinüzit gibi hastalıklar ile beraber seyreden geniz akıntısı, boğazda mukus birikmesine sebep olurken, mukusun nefes almayı engellemesi durumunda akciğerlerin boşaltılması ihtiyacı doğar.
Bu ana nedenlerin haricinde, çevresel faktörler de oldukça etkilidir; polen, toz, tüy gibi zararlı partiküller boğazın tahriş olmasına sebebiyet verir. Ayrıca, boğmaca, Pulmoner emboli, akciğer iltihabı, akciğer sönmesi ve kalp yetmezliği, öksürüğün bir belirti olarak ortaya çıktığı hastalıklar olarak bilinmektedir.
Genel olarak tıbbı müdahale gerekmeksizin 2 hafta içinde kendiliğinden geçen öksürük problemi, bazı durumlarda yalnızca geceleri ortaya çıkabilir.
Ne Zaman Bir Uzmana Başvurmak Gerekir?
Yukarıda da bahsetmiş olduğumuz gibi, ciddi bir hastalığa bağlı olmadan ortaya çıkan öksürük, birkaç hafta içinde kendiliğinden ortadan kaybolmaktadır. Fakat, bu süre uzadığı ve aşağıdaki belirtilerden bir veya birkaçını göstermeye başladığınız durumda acil olarak bir hekimden tıbbi yardım talep etmeniz gereklidir:
- Cildin soluklaşması, maviye dönmesi,
- Hırıltılı solunum,
- Hızlı, düzensiz ve gürültülü nefes alıp verme,
- Yemek yeme sırasında rahatsızlık,
- Vücut ısısının 37 ° C’nin üzerine çıkması,
- Solunum yollarında batma hissi.
Bunların yanı sıra, öksürük ile beraber kahverengi, sarı veya yeşil renkli balgam da gözleniyor ise bu ciddi bir soruna işaret edebilir. Kan veya balgam görülmüyor ise dahi, sorunun 2 haftadan daha uzun süre devam etmesi kronik bir hal aldığını gösterir ve bu, kronik bir akciğer hastalığının belirtisi olabilir.
Öksürüğün Tedavisi Var Mıdır?
Pek çok hastalıkta olduğu gibi, öksürük de kendi kendine geçmediği durumda tedavi edilebilen bir rahatsızlıktır. Fakat tedavinin yapılabilmesi için ilk aşamada hangi tür öksürükten (kuru, balgamlı, hırıltılı, psikojenik) muzdarip olduğunuza karar verilmesi gerekir. Bunun ardından, sorunun asıl kaynağı grip ve soğuk algınlığı gibi hastalıklar ise reçeteli ilaçlar yardımıyla ve / veya bağışıklık sistemini güçlendirerek tedavi sağlanır. Bu ilaçlar ayrıca, ateş veya burun tıkanıklığı gibi ilişkili semptomları hafifletmede de etkilidir; fakat çocuklarda sıklıkla kullanılmaz.
Sorunun kaynağı viral enfeksiyon değil ise, bu durumda çeşitli öksürük baskılayıcılar reçete edilebilir. Yaygın olarak kuru kuru öksürme durumunda verilen bu türden ilaçlar, öksürmeye ilişkin refleksleri bastırır.
İlk muayene sırasında hekim öksürüğün, farklı bir hastalığa ilişkin belirti olduğu yönünde şüphe duyarsa, akciğerin görüntülenmesini talep edebilir. Ayrıntılı incelemelerin akabinde hekimin, tetikleyicinin bir hastalık olduğuna karar vermesi durumunda ise, tedavi buna göre kurgulanır.
Öksürükten Kaçınma Yolları Nelerdir?
Özellikle viral enfeksiyonlar, astım, alerji, reflü ve geniz akıntısı gibi sebepler ile öksürüyor iseniz, hekiminizin verdiği tavsiyelere ek olarak, aşağıdaki önerileri hayata geçirerek sorunla kolayca baş edebilir ve kendinizi koruyabilirsiniz:
- Evde yapabileceğiniz, bal, zencefil ve limondan oluşan bir karışımı gün içinde birkaç kez tüketin. Sorunun mucizevi bir biçimde ortadan kalkmasını sağlamasa da bu karışım, boğazın yumuşamasına yardımcı olurken, sizi ciddi oranda rahatlatır.
- Ellerinizi en az 20 saniye boyunca sabun ve suyla sık sık yıkayın; bu viral enfeksiyonlar sebebiyle ortaya çıkmış öksürük probleminin tekrarını önlerken, çevrenizdeki insanları da aynı soruna karşı koruyacaktır.
- Gün içinde bol su için.
- Balgamlı öksürük söz konusu ise, boğazınızı rahatlatmak adına düzenli olarak tuzlu su ile gargara yapın.
- Çevresel faktörler sebebiyle bu sorunu yaşıyorsanız, bu durumda boğazınızı tahriş eden maddelerin (duman, toz vb.) bulunduğu ortamlardan uzak durmaya çalışın.
- Boğazınızı yumuşatmak ve tahrişi hafifletmek için bitki çayı tüketin.
Nefes almayı kolaylaştırmak için, hekim önerir ise doğal deniz suyundan oluşan burun spreyi kullanın.