Güncelleme Tarihi: 5 Kasım 2020
- PRP Tedavisi Nedir?
- PRP Tedavisi Hangi Sorunları Ortadan Kaldırır?
- PRP Tedavisi Öncesi
- PRP Tedavisi Süreci
- PRP Tedavisi Sonrası
PRP Tedavisi Nedir?
Plazma kanda bulunan, pıhtılaşmayı sağlayan ve hücre büyümesini destekleyen bir birleşendir. Trombosit yönünden zengin plazma veya diğer adıyla PRP tedavisi de plazmanın kandan izole edilerek cilde nakledilmesini içeren bir prosedürdür. PRP hasarlı dokulara enjekte edildiğinde vücut yeni ve sağlıklı hücreler üretmesi için uyarılır.
Bu tedavide, hücrelerin iyileşmesini hızlandırmak için hastanın kendi trombositleri kullanılır. Bu şekilde, cilt, eklem, kas ve iskelet problemlerini iyileştirmek için her bir hastanın kendi onarım sistemi harekete geçirilir.
PRP tedavisi iyileşmeyi ciddi oranda hızlandırdığından, çeşitli ilaçlara olan ihtiyaç da azalır. Bununla beraber, enjeksiyonların yan etkileri çok sınırlıdır; enjekte edilen madde hastanın kendi kanından hazırlandığı için vücut bunu reddetmez veya olumsuz tepki vermez. Ek olarak PRP etkili yara iyileştirici özellikleri nedeniyle 1970’lerden beri güvenle kullanılmaktadır.
Hastalardan gelen olumlu geri bildirimlerin sayısının artması nedeniyle bu tedavi giderek daha sık bir biçimde gerçekleştirilmektedir.
PRP Tedavisi Hangi Sorunları Ortadan Kaldırır?
PRP tedavisi aşağıda sıralanan sorunların tedavi edilmesini sağlayan etkili bir araçtır.
Saç dökülmesi: Saç dökülmesini önlemek ve saç büyümesini desteklemek amacıyla saç derisine PRP enjekte edilir. Yapılan araştırmalar, PRP’nin özellikle erkek tipi kellik olarak da bilinen androjenik alopesi tedavisinde oldukça tatmin edici sonuçlar verdiğini göstermiştir.
Ameliyat sonrası komplikasyonlar: Özellikle eklemlerle ve dokularla ilişkili ameliyatların ardından birtakım komplikasyonlar ortaya çıkabilmektedir. Hem iyileşmenin hızlanması hem de bahsi geçen komplikasyonların önlenmesi adına cerrahlar ameliyatın ertesinde trombosit yönünden zengin plazma tedavisini hastalara önermektedir.
Kireçlenme: Osteoartrit olarak bilinen kireçlenme vakalarında PRP, özellikle hyaluronik asit enjeksiyonları ile karşılaştırıldığında oldukça etkili sonuçlar sunar. Bununla beraber, hamstring kaslarının çekilmesi veya burkulma gibi akut spor yaralanmalarının onarılmasında da tercih edilen bir tedavidir.
Tendon yaralanmaları: Tendonlar, kası kemiğe bağlayan sert, kalın doku bantlarıdır. Tendonlarla ilgili bir sorun yaşandığında, – özellikle yaralanmaların ardından – iyileşme çok yavaş bir biçimde gerçekleşir. Yaralanmaları ve kronik tendon problemlerini tedavi etmek için trombosit yönünden zengin plazma kullanılır.
Bunların haricinde PRP, kozmetik uygulamalar için de oldukça etkili sonuçlar sunan bir yöntemdir. Özellikle cilt gençleştirme işlemlerinde kullanılan trombosit yönünden zengin plazma tedavisi ile, kolajen üretim artırılarak genç ve diri bir görünüme kavuşmak mümkün olur. Göz çevresindeki kırışıklıklar, orta yüz bölgesi, boyun, göğüs ve dekolte, el ve kollar için uygulanabilen PRP ayrıca, en güvenilir yüz gençleştirme işlemi olarak bilinir. Bu yöntem ayrıca, plastik cerrahi prosedürlerin etkisinin artırılması amacıyla da kullanılmaktadır.
PRP ayrıca lazerin kullanılamadığı hassas yüz bölgelerinde de tercih edilebilir.
PRP Tedavisi Öncesi
PRP tedavisi öncesinde, enjeksiyonun hangi bölgeye yapılacağının tespitinde ultrason gibi görüntüleme yöntemlerini kullanılır. Hasarlı bölgenin tespitinin ardından, uygulamanın şekli belirlenir. Bilindiği gibi PRP birden fazla şekilde uygulanmaktadır. Bu uygulamaların birinde enjeksiyon öncesi işlemin yapılacağı bölgenin uyuşturulması gerekebilir. Bu durumda, kişinin sağlık merkezine erken gelmesi iyi bir fikirdir. Bununla beraber, hastanın işlem sırasında herhangi bir rahatsızlık hissetmemesi adına plazma ile lokal anestezikler de karıştırılabilir.
Bazı durumlarda ise PRP ameliyat anında uygulanabilir. Bu yönde bir uygulama planı yapılmış ise, hastanın hekimin ameliyat öncesi tavsiyelerine uyması önemlidir.
Bunların yanı sıra, işlem kan almayı içerdiği için baş dönmesi yaşamamak adına, hastanın işlemden önce yemek yemiş olması gerekir. Ayrıca hasta, hekimi kullandığı ilaçlardan (özellikle aspirin, naproksen, ibuprofen veya kan sulandırıcılar) da haberdar etmelidir.
PRP Tedavisi Süreci
Birkaç aşamadan oluşan PRP tedavisi hastanın kanının alınması ile başlar. Numune miktarı PRP’nin nereye enjekte edileceğine bağlıdır. Örneğin, saç kaybı tedavisi yapılacaksa yaklaşık olarak 20 mililitre kadar kan alınması gerekir.
Kanın alınmasının ardından, kan bir santrifüje yerleştirilir. Yaklaşık 15 dakika kadar süren bu aşamada, kan bileşenleri birbirinden ayrılır. Bunun ertesinde, aktive olmuş trombositler hekim tarafından yaralı veya hastalıklı vücut dokusuna enjekte edilir. Enjeksiyonun ardından vücudun ürettiği onarıcı hücrelerin sayısında ciddi bir artış gerçekleşir.
Uygulama, yaklaşık 30 dakika içinde tamamlanır.
PRP Tedavisi Sonrası
Oldukça etkili olan PRP aynı zamanda pratik bir tedavidir ve hastanede kalmayı gerektirmez. Öyle ki enjeksiyonu takiben hastalar günlük aktivitelerine devam edebilir. Tedavi, hücre iyileşmesi amacıyla gerçekleştirildiğinden, kesin sonuçların görülmesi belirli bir süre alır. Bununla beraber, genel olarak sonuçlar, birkaç hafta içinde kendini gösterir.
Saç dökülmesi için tedavi gerçekleştirilmiş ise uygulamayı takip eden ilk aylarda saçların hızlı bir biçimde büyüdüğü görülür.
PRP sonrası hastanın dikkat etmesi gereken noktalar ise şöyledir:
- Yaralanma sonrası gerçekleştirilen tedavilerin ertesinde, iyileşme gerçekleşene kadar dinlenmek önemlidir.
- İşlem gören bölge 48 boyunca su ile temas ettirilmemelidir.
- Enjeksiyonun ardından bir miktar ağrı ve morarma ile baş dönmesi ve mide bulantısı görülebilir; bu oldukça doğal bir etkidir. Fakat keskin veya şiddetli ağrı hissedildiğinde tıbbı destek talep edilmelidir.
- Tedavi saç dökülmesi için yapılmış ise, ilerleyen günlerde baş bölgesini güneş ışığından korumak ve darbelerden sakınmak önemlidir. Bununla beraber, PRP tedavisinden sonra ilk birkaç hafta boyunca saç boyanmamalıdır.
PRP ile elde edilen sonuçlar uzun sürelidir; yaklaşık olarak 18 ay boyunca tedavinin etkileri varlığını sürdürür. Ayrıca, uygulama kesi açılmadan, iğneler aracılığı ile tamamlandığından işlemin ardından herhangi bir iz kalmaz.