Güncelleme Tarihi: 4 Aralık 2020
- Erkek Tipi Saç Dökülmesi (Androgenetik Alopesi)
- Kadın Tipi Saç Dökülmesi (Telogen Effluvium)
- Anagen Effluvium
- Saçkıran (Alopesi Areata) ve Mantar Enfeksiyonları
- Hamilelik & Hormonlardaki Ani Değişimler
- İlaçlar
- Yetersiz Beslenme
- Stres
Dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen ve özellikle dış görünüşle ilgili kaygılara sebep olan saç dökülmesi birbirinden bağımsız pek çok nedenle ortaya çıkabilir. Kalıcı sonuçlar sunan bir tedavi için, dökülmenin ardındaki sebebi bilmek oldukça önemlidir. Öyle ki, kaynağı bilmeden etkili bir tedavi uygulamak pek de mümkün değildir.
Saç kaybının başlıca nedenleri şöyledir:
Erkek Tipi Saç Dökülmesi (Androgenetik Alopesi)
Yaygın olarak “erkek tipi saç dökülmesi” şeklinde tabir edilen androgenetik alopesi, şakaklardan başlayarak başın tepesine kadar etkileyen saç kaybına işaret eder. Saç dökülmesinin en büyük nedeni olan androgenetik alopesi, yalnızca erkekleri değil kadınları da etkiler. Bunun sebebi sorunun genetik olmasıdır; kişiler yaş aldıkça bu sebebe bağlı olarak saçlarını kaybetmeye başlar. Bazı durumlarda ise erkek tipi saç dökülmesi ergenlikten sonra da kendini gösterebilir, fakat kadınların birçoğu menopoz ertesindeki süreçte etkilenir.
Androgenetik alopesi sebebiyle ortaya çıkan saç kaybı problemi ilk aşamada yaygın olarak minoksidil ile tedavi edilir. Fakat sorun devam eder ise saç ekimi bir seçenek olarak ortaya çıkar.
Kadın Tipi Saç Dökülmesi (Telogen Effluvium)
Telogen effluvium, bir diğer deyişle kadın tipi saç dökülmesi, köklerin üç aşamadan oluşan büyüme aşamasını tamamlayamaması sonucunda ortaya çıkan saç kaybı sorununu tanımlamada kullanılan bir terimdir. Bu soruna bağlı olarak saçlar yavaş bir biçimde veya ekstrem durumlarda avuç avuç dökülebilir.
Telogen effluvium nedeniyle ortaya çıkan problem zamanla kendi kendine düzelebilir, fakat tekrarlamaması adına tetikleyicileri bulmak önemlidir. Tiroid problemleri, geçirilen ciddi bir ameliyat, ani kilo kaybı, birtakım ilaçlar ve doğum yapmış olmak telogen effluvium nedenli saç dökülmesini hızlandırabilir.
Tedavi, genellikle altta yatan tetikleyicinin tespitinin akabinde, topikal veya oral ilaçlar ile gerçekleştirilir.
Anagen Effluvium
Anagen effluvim bir neden olmasının yanı bir saç kaybı türüdür ve köklerin büyüme evresindeyken ciddi miktarda dökülmesi ile ilişkilidir. Bu durum saçların yanı sıra kaşları, kirpikleri ve vücudun diğer pek çok bölgesindeki kıl köklerini etkileyebilir ve dökülme avuç avuç gerçekleşir. Anagen effluvim kemoterapi ve radyasyon tedavisi ile bağışıklıkla ilişkili rahatsızlıklar tarafından tetiklenir.
Tetikleyici kemoterapi ve radyasyon ise bu tedavilerinin kesilmesinin akabinde saçlar 3 – 6 ay içinde kendiliğinden uzar. Diğer durumlarda ise tedavi, doktorun reçete ettiği topikal bir minoksidil çözeltisi ile sağlanır.
Saçkıran (Alopesi Areata) ve Mantar Enfeksiyonları
Saçkıran veya tıptaki adıyla alopesi areata, saçın aniden dökülmesine neden olan otoimmün bir durumdur. Bu hastalığın ortaya çıkması halinde, bağışıklık sistemi kıl köklerine saldırır. Saçlarla beraber, kaşlar ve kirpikler de saçkırandan etkilenir ve parça parça dökülür.
Alopesi areata kendi kendine ortadan kalkmaz, bu sebeple bir doktora başvurmak oldukça önemlidir. İlk muayenenin ardından doktor, oral ve topikal ilaçlarla tedaviyi gerçekleştirir.
Saçkıranın yanı sıra, çeşitli mantar enfeksiyonları da baş bölgesinde kel alanların oluşmasına neden olabilir. Mantar enfeksiyonları yaygın olarak aşağıdaki belirtilerle ortaya çıkar:
- Kolay kırılan saçlar,
- Etkilenen bölgelerde kaşıntılı, kırmızı cilt lekeleri,
- Kafa derisinde içi sıvı dolu, kırmızı kabarcıklar,
- Baş bölgesinde cilt rengine uygun olmayan yamalar, cilt renginde bozulma.
Mantar enfeksiyonuna bağlı saç dökülmesi durumunda zaman kaybetmeden bir sağlık merkezine başvurulmalıdır. Bu soruna ilişkin tedavi çeşitli antibiyotikler ve mantar önleyicilerle sağlanır.
Hamilelik & Hormonlardaki Ani Değişimler
Geçici saç dökülmesinin bir diğer nedeni de hamilelik ve hormonsal dalgalanmalardır.
Doğumun hemen ardından veya hormonsal değişimlerin yaşandığı ergenlik, menopoz / andropoz gibi evrelerde saç dökülmesi yaşanabilir. Bu dökülme, ciddi oranda olabilirken, hormonlar düzene girdiği durumda sorun kendiliğinden ortadan kalkar.
Fakat bu süreçte saç bakımını doğru bir şekilde yapmak köklerin eskisi gibi güçlü olması açısından önemlidir. Yoğun saç kremlerinden ve şampuanlardan kaçınmak, krem uygulaması yapılacaksa kafa derisini değil yalnızca saç uçlarını kremlemek ve saç dökülmesine karşı geliştirilmiş olan ürünleri kullanmak iyi birer fikirdir.
İlaçlar
Birtakım ilaçlar geçici olarak saç dökülmesine neden olabilecek yan etkilere sahiptir. Bu ilaçların başlıcaları şöyledir:
- Daha çok kalp hastaları için önerilen kan sulandırıcı & kan incelticiler,
- Akne tedavisinde kullanılan ilaçlar,
- Kolesterol kontrolü için kullanılan ilaçlar,
- Depresyon ve anksiyete tedavisinde kullanılan antideprasanlar,
- Yaygın olarak hipertansiyon tedavisinde kullanılan, beta-bloker grubu antihipertansif ilaçlar.
Saç kaybının ortadan kaldırılması bu ilaçların alımının durdurulmasına veya dozunun azaltılmasına bağlıdır. Dökülme ciddi boyutlara ulaşır ise doktora başvurarak dozaj hakkında gerekli görüşmeleri yapmak önemlidir.
Yetersiz Beslenme
Beslenme planı ve vücuda alınan gıdalar da saç sağlığı açısından önemli rol oynar. Başta protein, çinko ve demir olmak üzere bazı gerekli birleşenlerin, minerallerin ve proteinlerin vücutta olmaması aşırı saç dökülmesine neden olabilir. Yetersiz beslenmeye bağlı saç kaybının olup olmadığına dair bilgi edinmek için kan testi yaptırılmalıdır.
Stres
Pek çok hastalığın tetikleyicisi olan stres, saç dökülmesinden de sorumludur. Stres, saç köklerinin büyüme aşamasında onlara etki ederek, tarama ve yıkama esnasında ciddi miktarda kaybın olmasına neden olur.
Bununla beraber bu türden bir dökülme stres kaynağının ortadan kaldırılması ile kendiliğinden yok olur. Fakat dökülme ciddi boyutlara ulaşırsa tedavi seçeneklerini konuşmak üzere bir uzmana başvurulması önerilir.