Güncelleme Tarihi: 11 Kasım 2020
- Çocuklarda Skolyoz
- Çocuklarda Skolyoz Belirtileri
- Çocuklarda Skolyoz Nedenleri
- Çocuklarda Skolyoz Teşhisi
- Çocuklarda Skolyoz Tedavisi
- Öneriler
Çocuklarda Skolyoz
Yunanca “eğrilik” anlamına gelen skolyoz, tıpta, omurganın sola veya sağa doğru kıvrılmasına verilen isimdir.
Bebeklerden yetişkinlere kadar toplumun pek çok kesimini etkileyen skolyoz genellikle 10 ila 15 yaş arası çocuklarda gelişir. Öyle ki, bu yaşlarda en sık görülen omurga deformesi de bu bozukluktur.
Bununla beraber, genellikle ciddi bir durumun belirtisi değildir ve günlük hayatı etkilemediği durumda tedaviye ihtiyaç duyulmaz. Bu sebeple, ülke genelinde 2 milyon çocuğa teşhis konulsa da yaklaşık olarak 20.000 çocuk tedavi almaktadır.
Çocuklarda Skolyoz Belirtileri
Çocuklarda skolyoz, yaygın olarak aşağıdaki belirtilerle ortaya çıkar:
- Omurganın kavisli hale gelmesi,
- Vücudun tek tarafına yaslanma,
- Omuzların dengesiz görünmesi,
- Kaburgaların bir tarafa doğru çıkıntı yapması / belirgin kürek kemiği,
- Göğüs kafesinin görünümünde dengesizlik,
- Başın eğik durması,
- Omzun veya kalçanın çıkıntı yapması,
- Bacakların uzunluğunun farklı olması.
Bunların yanı sıra aşağıdaki semptomlar da nörolojik sebeplerle omurgadaki eğrilik sorununa eşlik edebilir:
- Bağırsak veya mesane fonksiyonundaki bozulmalar,
- Vücudun farklı bölgelerinde sık sık uyuşma,
- Karıncalanma,
- Kaslarda güçsüzlük.
Bazı durumlarda ise skolyozlu çocuk herhangi bir belirti göstermez; bununla beraber alt veya orta sırt bölgesinde hafif ağrı neredeyse tüm vakalarda görülür.
Çocuklarda Skolyoz Nedenleri
Skolyoz yaygın olarak sağlıklı olan çocuklarda gelişir ve idiyopatiktir; yani, belirli bir neden olmadan ortaya çıkar. İdiyopatik skolyoz olarak adlandırılan bu tür omurga eğriliği, çocukluk ve ergenlik döneminin herhangi bir noktasında (genellikle büyüme atağı ile beraber) birden başlayabilir.
Bir diğer tür olan nöromüsküler skolyoz ise zayıf kaslardan veya sinirlerden kaynaklanır. Genellikle, serebral palsi, spina bifida ve kas distrofisi olan çocuklar risk altındadır. Buna ek olarak bağ dokusu bozuklukları da omurgada eğrilik olmasına sebebiyet verebilir.
Bazı durumlarda ise bu sorun doğumdan itibaren mevcut olabilir. Buna rağmen, omurgadaki kemiklerin deformasyonuna ilişkin sıkıntılar yaklaşık 10 – 15 yıl sonra, çocukluk / ergenlik döneminde ortaya çıkmaya meyillidir.
Bunların haricinde, cinsiyet ve genetik kodlar da omurga bozukluklarının nedeni olarak kabul edilmektedir. Çocukların ve gençlerin yaklaşık olarak %3’ünü etkileyen skolyoz, kızlarda erkeklerden daha yaygındır.
Çocuklarda Skolyoz Teşhisi
Erken teşhisin çok önemli olduğu skolyoz hastalığı, genellikle çeşitli testler aracılığıyla teşhis edilir.
İlk adımda “öne eğilme testi” kullanılır. Buna göre düz bir şekilde ayakta duran hasta avuçlarını birbirine yapıştırarak, kolları yere doğru salınacak biçimde öne doğru eğilir. Karşıdan bakıldığında sırtın bir tarafı daha yüksekse, skolyoz olma olasılığı bulunur. Bu test ile beraber, doktor kaburga bölgesinde bir dengesizlik fark ettiği durumda, kamburluğun boyutunu belirlemek adına skolyometre kullanabilir. Bu, ağrısız ve basit bir testtir. Buna ek olarak bacakların boyu ölçülerek, omurgadaki dengesizliğin hangi boyutta olduğu saptanır.
Doktor ayrıca hastanın esneme derecesini ve omurga rotasyon hareketlerini ölçmek isteyebilir.
Hastalığa dair kesin bir tanı koyabilmek için ise, omurganın ön ve yan kısmını görmek adına röntgen istenir. Daha ciddi vakalarda ise MRI (manyetik rezonans görüntüleme) teşhis için önemlidir. Görüntülemede amaç, eğriliğin omurgayı hangi oranda ve hangi noktalarda etkilediğini görmektir. Ancak bu yolla özel bir tedavi planı oluşturulabilir.
Görüntüleme ertesinde 25 dereceden 30 dereceye kadar olan eğriler tedavi gerektirirken, 45 dereceden 50 dereceye kadar olan eğriler ciddi vakalar olarak kabul edilir.
Çocuklarda Skolyoz Tedavisi
Çocuklar çok hızlı büyüdüğü için eğrilik hızlı bir biçimde artıp, durum daha da kötü bir hal alabilir. Bu sebeple, ilk teşhisin ardından hastayı gözlem altında tutmak ve gerekli tedaviyi zaman kaybetmeden uygulamak elzemdir.
Çocuklarda skolyozun tedavisinde, hastalığın derecesi, çocuğun yaşı, ailedeki hastalık öyküsü ve sorunun temel nedeni önemli detaylardır. Bununla beraber üç farklı tedavi seçeneğinden bahsetmek mümkündür: Gözlem, omurga desteği ve skolyoz ameliyatı.
Gözlem, hafif seyreden vakalarda, hastanın 4 – 6 ay arayla kontrol edilmesi prensibine dayanır. Daha önce de bahsetmiş olduğumuz gibi, omurgadaki eğrilikle yaşama devam etmek mümkündür.
Orta şiddetteki vakalarda bozukluğun ilerlemesini önlemek adına omurga desteklenir. Bu destek, özel medikal korselerle sağlanır.
Çok daha ciddi vakalarda ise deformiteyi tedavi etmek için spinal füzyon ve enstrümantasyon adı verilen skolyoz ameliyatları gerçekleştirilebilir. Ameliyat için genellikle omurga eğrisinin 45 dereceden fazla olması gerekir.
Çocuğun skolyoz nedeniyle günlük hayatı ciddi oranda etkilenmeye başlamış ve ağrı sebebiyle yaşam kalitesi düşmüş ise cerrahi yöntemler oldukça etkili sonuçlar sunar. Bu işlemler sırasında doktor omurganın etkilenmiş olan bölgelerini yeniden hizalar ve metal çubuklar yardımı ile stabilizasyonunu sağlar. Ameliyat sonrası birkaç gün hastanede kalmak yeterlidir; tam iyileşme 1 – 2 ay içinde gerçekleşir.
Öneriler
Çocuklarda skolyoz nedenleri kesin olarak bilinemediğinden nasıl önleneceği bulunabilmiş değildir. Fakat aşağıdaki önerileri takip etmek hem teşhis öncesi hem sonrası dönem için yararlı görünmektedir:
- Aktif kalmak,
- Dik bir duruş benimsemek,
- Karın ve kalçayı güçlendirecek spor aktivitelerinde bulunmak,
- Futbol, basketbol, hokey gibi temasın olduğu sporlardan uzak durmak,
- Omurgaya ağırlık yükleyecek hareketlerden kaçınmak.
Bunlarla beraber, skolyoz teşhisi konulduğu durumda, doktorun da onayı var ise çocuğun aşağıdaki aktiviteleri gerçekleştirmesi önerilir:
- Tüm kasların aynı anda çalışmasını sağladığı için düzenli olarak yüzmek,
- Vücudun çekirdeğini oluşturan karın bölgesini geliştirecek antrenmanlar yapmak,
- Esnekliği artırdığından düzenli bir şekilde jimnastik yapmak.
Doğru spor ayrıca sırt ağrısının hafifletilmesi noktasında da etkilidir.