Güncelleme Tarihi: 12 Haziran 2018
Keratokonus hastalığı ciddi problemlere yol açabilme ihtimali olan bir kornea sorunu olarak bilinmektedir. Kerarokonus hastalığının gerekli şekilde ve ilerlemeden tedavi edilmemesi durumunda kornea nakline dahi ihtiyaç duyulabilmektedir. Bu nedenle ciddiye alınması gereken bir durum olan keratokonus hastalığında erken teşhis ve tedavi oldukça önemlidir. Keratokonus hastalığı kornea üzerinde şekilsel bozukluk, miyop derecesinin artışı, astigmatizma ve görmede bozukluk gibi ciddi göz problemlerine neden olabilmektedir. Kornea sivrileşmesi olarak da bilinmekte olan keratokonus hastalığı, her iki gözü birden etkileyebilmektedir ve giderek ilerleme özelliğine sahip olan bir hastalık olarak bilinmektedir. Korneanın temel işlevi göze yansıyan ışığın kırılmasını ve net görülmesini sağlamaktır. Bu nedenle korneada meydana gelen problemler kişinin yaşantısını oldukça ciddi boyutta etkilemektedir ve herhangi bir problem meydana geldiği takdirde mutlaka bir uzmana danışmak gerekmektedir.
Günümüzde görme bozukluğuna dair problemlerin yaşanmasının sonucunda genel olarak gelişen teknolojinin sonucu olan lazer yöntemi kullanılmaktadır. Gözlük ve kontakt lens kullanımına ihtiyaç duymamayı sağladığı için lazer yöntemi oldukça sık tercih edilmektedir. Keratokonus hastalığı ise lazer tedavisinin uygulanmasının önündeki en önemli engellerden biridir. Kornea tabakasına uygulanmakta olan lazer yöntemi keratokonus hastalığına sahip olan kişilerde uygulanamamaktadır.
Keratokonus hastalığı nedenleri başlıca şu şekilde sıralanmaktadır;
- Gözlüklerin erken yaşta sıkça değiştirilmesi
- Gözlük numaralarının sıkça değiştirilmesi
- Genetik yatkınlık
- Çevresel faktörler
- Oksidatif hasar
- Alerjik durumlar sebebiyle göz kaşıma, ovalama
Keratokonus Hastalığı Belirtileri Nelerdir?
Keratokonus hastalığı durumu gerçekleştiği takdirde her hastada aynı belirtilerin görülmesi durumu meydana gelmez. Keratokonus hastalığının birçok belirtisi bulunmaktadır ve bunlardan bazıları bazı kişilerde hastalığa sahip olmalarına rağmen görülmemektedir. Buna rağmen bu belirtilerden bir veya birkaçını yaşayan kişilerin mutlaka bir göz doktoru tarafından muayene edilmesi ve kendisine uygun olan tedavi yönteminin belirlenmesi tavsiye edilmektedir. Keratokonus hastalığının başlıca belirtileri ise şu şekilde sıralanabilmektedir;
- Görmede yaşanan problemler (net görememe)
- Gözlük kullanma ihtiyacının duyulması
- Gözde kaşıma ve ovalama isteği
- Korneanın çatısında bozulmaların meydana gelmesi
- Düzensiz astigmatizm
- Hafif göz irritasyonu
- Miyop ve astigmatın sürekli olarak ilerlemesi
- Gözlük kullanımına rağmen net görememek
- Işığa hassasiyetin artması
- Göz kamaşması
Keratokonus hastalığının teşhisi öncesinde en sık karşılaşılan belirtisinin ise sürekli gözlük numarasının değiştirilmesine gereksinim duyulması olduğu bilinmektedir.
Keratokonus Hastalığının Teşhisi Nasıl Yapılır?
Günümüzde topografik araştırma yöntemleri aracılığıyla keratokonus hastalığının teşhisi oldukça başarılı bir şekilde gerçekleştirilmektedir. Her 100 kişiden yaklaşık 3’ünde görülmekte olan keratokonus hastalığı, genel olarak ergenlik döneminde görülmeye başlanmaktadır. Genel olarak 20 ile 40 yaşları arasında keratokonus hastalığının ilerleme gösterdiği, 40 yaşından sonra ise herhangi bir ilerleme görülmediği bilinmektedir.
Keratokonus Hastalığı Nasıl Tedavi Edilir?
Günümüzde keratokonus hastalığı tedavisinde geçmişe oranla oldukça gelişmiş tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Daha öncesinde yalnızca kornea nakli yapılması mümkünken günümüzde Keratokonus ring tedavisi olarak bilinmekte olan yeni yöntemler de uygulanabilmektedir. Keratokonus ring tedavisi genel anestezi altında gerçekleştirilmemektedir. Ciddi bir operasyon olması sebebiyle bu operasyon mutlaka bir uzman tarafından gerçekleştirilmelidir.
Keratokonus hastalığının ilerlemesini önlemek sebebiyle CCL (Corneal Cross-Linking) ve halka tedavisi uygulanabilmektedir. Bu durum Keratokonus hastalığını tedavi etmemekle birlikte yalnızca hastalığın ilerlemesini önlemektedir.