Güncelleme Tarihi: 3 Aralık 2020
- Dizanteri Nedir?
- Dizanterinin Nedenleri
- Dizanterinin Belirtileri Nelerdir?
- Dizanteri Teşhisi ve Tedavisi
- Dizanteriden Korunmak İçin Öneriler
Dizanteri Nedir?
Dizanteri, yaygın olarak kanlı ishalle karakterize olan bir tür bağırsak enfeksiyonudur. Bu enfeksiyon Hipokrat zamanından beri tanımlanmış olan ciddi bir rahatsızlıktır ve dünya genelinde çok sayıda kaybın yaşanmasına neden olmuştur. Bir yıl içinde milyonlarca insanı etkileyen dizanteri özellikle Orta ve Güney Amerika, Afrika ve Asya’nın az gelişmiş bölgelerinde görülmektedir.
Dizanteri temelde 2 türe ayrılmaktadır. İlki olan bakteriyel dizanteri, shigella, campylobacter, salmonella veya enterohemorajik ecoli bakterilerinin neden olduğu enfeksiyona işaret eder. Shigella kaynaklı enfeksiyon, şigelloz olarak tabir edilir ve bu, mide ve bağırsaklarda etkili olarak günlük hayatı ciddi oranda etkiler. Şigelloz ayrıca yıllık 500.000’den fazla vaka ile en yaygın dizanteri türüdür.
İkinci tür olan amipli (amebik) dizanteri ise bağırsakları etkileyen tek hücreli bir parazitten (entamoeba histolytica) kaynaklanır. Geçmişe oranla günümüzde daha az görülen amipli dizanteri, insan dışkısının gübre olarak kullanıldığı ve sağlık koşullarının yetersiz olduğu tropikal bölgelerde yaygındır. “Amebiyaz” olarak da bilinen bu tür tam anlamı ile tedavi edilmezse, amip yıllarca uykuda kalır ve geçen zaman ile beraber ciddi komplikasyonlara yol açar.
Hastalığın yaygın olarak çocuklarda görüldüğü varsayılmaktadır fakat kişiden kişiye temas yoluyla bulaşan bu enfeksiyon her yaştaki insanı etkileyebilir.
Dizanterinin Nedenleri
Dizanterinin nedeni yukarıda bahsetmiş olduğumuz gibi birtakım bakteriler ve parazitlerdir. Bununla beraber hastalığın yayılmasının sebebi yetersiz temizlik ve sağlık koşullarının sağlanmamasıdır. Özellikle sağlıklı kişilerin, hastaların dışkısı ile temas etmesi durumunda hastalık hızlı biçimde yayılarak pek çok insanı kısa bir sürede etkiler.
Bununla beraber aşağıdaki durumlarda da hastalığın oluştuğu gözlemlenmiştir:
- Kirli suyun bulunduğu göl ve havuzda yüzme,
- Kirli su içme,
- Bakteri ile temas etmiş gıdayı tüketme,
- Enfekte kişiler ile yakın temas kurma,
- Riskli bölgelerde bulunduktan sonra elleri yıkamama,
- Üzerinde parazit veya bakteri bulunan bir alana temas etme,
- Kirli tuvalet tutacağı veya lavabo topuzuna dokunma,
- Enfekte olmuş kişinin yaptığı yemeği yeme.
Dizanterinin Belirtileri Nelerdir?
Dizanteri, kişiyi enfekte ettikten sonra belli bir süre boyunca semptomlarla ortaya çıkmayan sinsi bir enfeksiyon hastalığıdır. Öyle ki kişi, enfekte olduğunu haftalarca veya yıllarca anlayamayabilir fakat bu süre dâhilinde hastalığı başkalarına bulaştırmaya devam eder.
Bununla beraber, yukarıda bahsettiğimiz gibi şiddetli bir tablo söz konu değil ise, hafif ve orta düzeydeki vakalarda belirtiler kendini 1 – 3 gün içinde gösterir. En yaygın belirti hafif bağırsak ağrısına eşlik eden ishaldir.
Diğer yaygın belirtiler ise şöyledir:
- Sürekli ateş (38°C ve üstü),
- Karın ağrısı / şiddetli alt karın krampları,
- Rektal ağrı,
- Alt karında hassasiyet,
- Sık sık dışkılama,
- Kanlı ishal,
- Dehidratasyon (susuzluk),
- Laktoz intoleransı,
- Hızlı kilo kaybı,
- Geçmeyen ve tedaviye yanıt vermeyen kas ağrıları,
- Bulantı ve kusma (nadir görülür),
- Karaciğer rahatsızlıkları.
Bu semptomlardan birkaçının aynı anda görüldüğü durumda acilen bir sağlık merkezine başvurulmalıdır. Çünkü, çok sık bir şekilde görülmese de, soruna neden olan parazit (amipli dizanteri için geçerlidir) kan dolaşımı yoluyla bağırsakların ötesine yayılarak, başta beyin, karaciğer ve akciğer olmak üzere pek çok hayati organı enfekte edebilir.
Dizanteri Teşhisi ve Tedavisi
Dizanteri semptomları pek çok viral bağırsak hastalığının belirtileri ile benzer olduğu için (özellikle hematokezi ile karıştırılmaktadır) tanı koyulabilmesi adına hastanın dışkısının bir laboratuvar ortamında incelenmesi gerekir. Mikroskop altında yapılan bu inceleme sonunda bakterinin veya parazitin türü tespit edilebilir. Buna ek olarak, temel mineral ve tuz düzeylerindeki anormallikleri ölçmek için kan testine de ihtiyaç duyulabilir.
Tanının konulmasının akabinde tedaviye geçilir. Dizanteri tedavisi genel olarak vücuttaki sıvıların oral rehidrasyon ile muhafaza edilmesiyle yönetilir. Bu tedavi sonucunda kusma veya ishal artışı görülürse, intravenöz sıvı replasmanı için hastaneye yatmak gerekebilir.
Bununla beraber, hastalığa neden olan parazit veya bakteriyi ortadan kaldırmak için çeşitli antibiyotiklerin de dahil olduğu bir ilaç kombinasyonu uygulanır. Amipli dizanteri için genellikle metronidazol, paromomisin veya iyodokinol gibi maddeleri içeren antimikrobiyal ilaçlarla tedavi sağlanır.
Bazı durumlarda ise (özellikle hafif seyreden şigellozun görüldüğü vakalarda) dışarıdan herhangi bir müdahalede bulunmadan, yaklaşık 1 haftalık bir sürede hastalığın kendi kendine geçmesi beklenebilir. Fakat bu hastanın kendi kendine verebileceği bir karar değildir; doktor, hastalığın seyrine ve hastalığa neden olan kaynağa bakarak çıkarım yapar.
Doğru tedavi uygulanır ise amipli ve bakteriyel dizanteri yaklaşık iki ila dört hafta içinde tam anlamıyla ortadan kaldırılabilir. Hastalık tedavi edilmezse, bağışıklık durumu ile de bağlantılı olarak daha ciddi sorunlara evrilebilir.
Dizanteriden Korunmak İçin Öneriler
Dizanteri dikkate alınması gereken bir bağırsak enfeksiyonu olsa da çeşitli önemlerle bu hastalıktan korunmak mümkündür. İşte o öneriler:
- Ellerinizi sık sık yıkayın,
- Her nerede olursa olsun yüzerken su yutmamaya özen gösterin,
- Filtrelenmemiş musluk suyu içmeyin, içmek zorundaysanız en az 3 dakika boyunca kaynatın,
- Hasta bir bebeğin bezini değiştirirken dikkatli olun,
- Tropikal bölgelere ziyaret gerçekleştirirken hijyen kurallarına dikkat edin,
- Riskli bölgelere seyahatiniz sırasında pastörize edilmemiş süt, peynir veya süt ürünlerini tercih etmeyin,
- Şişelenmemiş içecekleri içmeyin (özellikle şişelenmemiş sudan uzak durun),
- Sokak satıcıları tarafından satılan yiyecek ve içecekleri tercih etmeyin,
- Kendiniz soymadığınız sürece soyulmuş meyve veya sebzeleri yemeyin.
Bunların haricinde eğer hastalık geçirilmiş ise, tedavinin bitişi ile beraber çarşaflar, havlular ve giysiler sıcak suda yıkanmalı; özellikle, klozet kapakları, lavabo sapları, kapı kolları ve sık sık dokunulan yüzeyler iyi bir şekilde dezenfekte edilmelidir.