Güncelleme Tarihi: 31 Mart 2021
- Böbrek Kumu Nedir & Nasıl Oluşur?
- Kum Dökme Belirtileri Nelerdir?
- Böbrek Kumu Tedavisi Nasıl Geçekleştirilir?
Böbrek Kumu Nedir & Nasıl Oluşur?
Böbrek kumu dökme, vücut tarafından üretilen, fosfat, sistin ve oksalat gibi maddelerden oluşan kristallerin & tortuların normal şartlarda çözünmesi gerekir iken çözünmeyerek parça halinde idrar kanalında takılı kalmasıdır. Bu kristaller, dışarı atılmadığı durumda, zaman içinde birikerek böbrek taşlarını oluşturur.
Yaygın olarak, 4 mm’nin altında kalan kristaller hayat tarzında yapılan basit değişiklikler ile vücuttan atılabilir. Bununla beraber, böbrek kumu olarak tabir edilen tortuların birikerek daha büyük boyutlara ulaşması durumunda tıbbi müdahale gerekebilir.
Kadınlara kıyasla erkeklerde daha sık gözlenen böbrek kumu dökme problemi, genetik sebepler, çevresel faktörler ve beslenme düzeni ile yakından ilişkilidir. Öyle ki, et başta olmak üzere hayvansal kaynaklı ürünleri tüketmek ve sodyum ve şeker (früktoz, sukroz ve mısır şurubu) açısından zengin gıdalar ile beslenmek böbrek kumu oluşumunu ciddi oranda tetikler.
Kum oluşum riskini artıran diğer faktörler ise şöyledir: Obezite, polikistik böbrek hastalığı, kalsiyum bazlı antiasitler, sindirim sistemi ile ilişkili rahatsızlıklar, obezite ameliyatı geçirmiş olma, daha önce kum ve taş oluşumunun görülmüş olması.
Kum Dökme Belirtileri Nelerdir?
Kum dökmeye ilişkin belirtiler, böbrekteki kitlenin boyutuna bağlı olarak değişiklik gösterir. Bazı durumlarda, kum, kişiyi çokça rahatsız etmeden idrar ile dışarı atılabilir. Öyle ki, hafif vakalarda, hareket etmeyen kütlelerin varlığı dahi hissedilmeyebilir.
Buna karşın, sorun ciddi boyutlarda ise özellikle kasıklarda, belin yan / arka tarafında ve sırtta ciddi ağrı görülür. Bu bölgelerdeki şiddetli ağrı, hafif bir biçimde başlayarak şiddetlenebilir ve tedaviye cevap vermeyen bir biçimde süre gelebilir. Ağrı yaygın olarak kasıklarda hissedilmeye başladığında, bu, kumun üreterde aşağı doğru hareket ettiğinin ve mesane bölgesinde biriktiğinin işaretidir.
- İdrar yaparken ağrı hissetme,
- İdrarda kan (idrar pembe, kırmızı veya kahverengi görünebilir),
- Sık idrara çıkma ihtiyacı,
- İdrarın tam boşalmaması hissi,
- İdrarın kötü kokması,
- İdrarın bulanık sarı renkte olması,
- Ağrıyla birlikte bulantı ve / veya kusma,
- İdrar ve böbrek enfeksiyonu,
- Ateş ve titreme.
Bu belirtilerin birkaçı ile hastaneye başvurulduğunda, ilk aşamada kan ve idrar testleri yapılır. Bununla beraber, hekim gerek görür ise aşağıdaki testler de gerçekleştirilir:
- Böbrek fonksiyon testleri (kreatinin, üre, BUN, GFR),
- Kan elektrolit düzeyi testleri (sodyum, potasyum),
- Tam idrar tahlili & kültürü,
- İdrar yolları ultrasonografisi,
Tedavinin gerçekleştirilmesi için ayrıca, kumun böbreğin hangi bölgesinde kümelendiğinin bilinmesi de önemlidir. İdrar yolları ultrasonografisi bu noktada büyük önem arz eder; radyasyon kullanılmadan tamamlanan bu görüntüleme işlemi ile böbrekteki tıkanmanın ayrıntıları gözlenebilir.
Böbrek Kumu Tedavisi Nasıl Geçekleştirilir?
Böbrek kumu & taşı, geçmiş döneminde “bevliye” olarak bilinen, üroloji dâhilinde tedavi edilir.
Böbrek kumu bazı durumlarda – 5mm’den küçük olduğunda, bir hekimin gözetiminde, bol sıvı tüketilmesinin akabinde idrar yolu ile dışarı atılabilmektedir. Bu süreçte ağrı kesicilerden destek alınabilirken, vücudun kendi kendini onarması beklenir. Bununla beraber, çeşitli egzersizler ile küçük boyuttaki kristallerin doğal yollarla vücuttan uzaklaştırılması da bir başka yöntemdir.
Kumun üretere takıldığı durumda ise, üreterin gevşemesine yardımcı olan ve kumun vücuttan atılmasını sağlayan birtakım ilaçlar reçete edilir.
Reçeteli ilaçların yetersiz kalması durumunda ise, aşağıdaki yöntemler kullanılabilir:
- Ekstrakorporeal Şok Dalga Litotripsi: Daha çok böbrek taşlarını kırmak için kullanılan bu yöntemle, vücudun dışından uygulanan şok dalgaları yardımı ile taş ve kumların idrar kanalından atılacak boyutlara gelmesi sağlanır. Ekstrakorporeal şok dalga litotripsi çoğunlukla anestezi gerektirmez, gerek duyulduğu durumda birden fazla kez uygulanabilir.
- Perkütan Ultosonik Litotripsi: Böbreğin arka kısmından açılan minimal bir kesiden geçirilen tüp benzeri, ince bir medikal araç yardımıyla bu bölgedeki kütleler parçalanır ve dışarıya alınır.
- Üreteroskopi: Mesaneye doğru hareket etmiş olan kristaller, küçük bir teleskop ile üretere yönlendirilir. Bu işlem böbrek taşı için uygulanıyor ise, uygulama sırasında taş da kırılır.
- Lazer Litotripsi: Yaygın olarak idrar yolundaki böbrek taşlarını parçalamak amacıyla gerçekleştirilen bu işlem lazer ile, kesiye gerek kalmadan tamamlanır. İşlem sonunda kişinin kristalleri idrar ile dışarı atması amaçlanır. Lazer litotripsi ayrıca, ekstrakorporeal şok dalga litotripsi ile sonuç alınamadığı durumda uygulanır.
Bunların haricinde, yukarıda da bahsetmiş olduğumuz gibi, kum dökme problemi sırasında, başta bulantı olmak üzere ciddi mide sorunları yaşanabilir. Bu sebeple, tedavi sırasında hekim birtakım reçeteli mide ilaçlarının kullanımını önerebilir.
Kum dökme bazı durumlarda böbreklerde enfeksiyon oluşumunu da tetikleyebilir. Bunun nedeni, idrardaki kristallerin çözünememesi ve bunun da kanalların kısmı olarak tıkanmasına neden olmasıdır. Enfeksiyonun ciddi sonuçlara yol açmaması adına, tedavi süreci antibiyotikler ile desteklenebilir.
Tüm bunlara ek olarak, hekim aksini talep etmedikçe, aşağıdaki önerilerin takip edilmesi de önemlidir:
- Tuz tüketimi azaltılmalıdır.
- Et yemeklerinin tüketimi sınırlandırılmalıdır. Bunun yerine, lif yönünden zengin gıdalar ile sebze yemekleri tercih edilmelidir.
- Aktif bir yaşam tarzı benimsenmelidir; yukarıda da belirtmiş olduğumuz gibi birtakım egzersizler kristallerin birikmesini engelleyebilir.
- Günde 2,5 ila 3 litre arasında su tüketilmelidir (ne kadar su tüketilmesi gerektiği kişinin kilosuna bağlı olarak değişiklik gösterir).
- Az yağlı süt ürünleri tüketilmeli; kalsiyum bakımından zengin yiyecekler tercih edilmelidir.
- Oksalat içeriği yüksek olan, pancar, ıspanak, pazı, çikolata, kuruyemiş ile çay, kahve ve kola tüketimi sınırlandırılmalıdır.
- Böbrek kumu ve taşı tekrar edebildiğinden, her yıl en az 1 kez taş kontrolü için bir sağlık merkezine başvurulmalıdır.