Güncelleme Tarihi: 15 Ocak 2021
Ameliyat sırasında ağrı ve acı duyulmasını engelleyen ve bir uzman kontrolünde hastaya verilen ilaçların tümü anestezik madde; bu maddeler yoluyla hastanın geçici olarak his veya farkındalık kaybı yaşamasının sağlanması da anestezi olarak adlandırılır.
Operasyon sırasında, ağrının giderilmesi veya önlenmesini sağlayan anestezi, operasyon öncesinde, hastanın genel sağlık durumunun ve tıbbi geçmişinin araştırılmasını zorunlu kılar. Bu araştırma sonunda, yapılacak operasyon da göz önünde bulundurularak hastanın genel anestezi, intravenöz (ıv) sedasyon (IV/monitored sedation), bölgesel anestezi ve lokal anestezi tüllerinden hangisi için uygun olduğuna karar verilir.
Bu anestezi türlerine yakından bakalım:
Genel Anestezi
Genel anestezi, anestezi uzmanı tarafından maske veya IV aracılığıyla, özellikle diz & kalça protezi, kalp ameliyatı veya tümör ve kanser tedavileri gibi ciddi işlemler sırasında gerçekleştirilen uygulamadır. Bu uygulama, uyuşturma işlemi olmadan gerçekleştirilemeyecek olan tıbbi prosedürlerin hasta açısından acısız bir biçimde tamamlanmasını sağlar.
Genel anestezi altında olan hasta uzmanların kontrolünde belirli bir süre için bilinç kaybı yaşar ve vücut işlevleri de yavaşlar; bu sebeple, özellikle nefes almayı kolaylaştırmak adına, hastanın boğaz kısmına bir solunum tüpü yerleştirilebilir. İndüksiyon (induction), idame (maintenance) ve ayılma (recovery) olmak üzere 3 aşamadan oluşan tüm bu süreç boyunca anestezi uzmanı hastayı takip eder, kan basıncını, kalp atış hızını ve hayati fonksiyonları sürekli olarak kontrol eder.
Operasyonun tamamlanmasının ardından ise uzman, hastanın uyanmasını bekler ve bilinç tekrar kazanıldığında, kan dolaşım hızını ve oksijen seviyelerini takip etmek için hastanın yanında olur.
Genel anestezi ertesinde hastanın kendini sersemlemiş hissetmesi oldukça normaldir. Bununla birlikte, mide bulantısı, kusma veya titreme gibi semptomlar da görülebilir. Bu semptomlar sürecin bir parçasıdır ve kısa zaman içinde kendiliğinden ortadan kaybolur.
Operasyonun ciddiyetine bağlı olarak, uyuşma hali geçtiğinde, işlem görmüş bölgede ağrı ve rahatsızlık hissedilmesi de bir o kadar normaldir. Genel anestezi etkisini tamimiyle yitirdiğinde, ağrıyı yönetmek adına doktorun reçete edeceği ilaçları kullanmak elzemdir.
Bunların yanı sıra, bu türden operasyonların hemen ardından reflekslerde yavaşlama olacağı için dikkat gerektiren eylemleri gerçekleştirmemek oldukça önemlidir. Özellikle araba kullanmak gibi faaliyetleri yapmak için anestezik ilacın vücut sisteminden tamamen çıkması gerekmektedir.
İntravenöz (IV) Sedasyon (IV/Monitored Sedation)
Diğer bir ağrı kontrolü türü ise bilinçli sedasyon olarak da bilinen intravenöz (IV) sedasyondur. Görece basit ve daha az karmaşık operasyonların gerçekleştirilmesi sırasında uygulanan bu işlem, lokal olarak uyuşturmanın yeterli olmadığı fakat genel anesteziye de gerek duyulmayan durumlarda kullanılır.
İntravenöz (IV) sedasyon, yaygın olarak kanserli hücre teşhisinde ve biyopsi sırasında tercih edilir. Bu türden bir sedasyon ayakta tedaviyi desteklerken, işlemin hemen ertesinde, doktor aksi yönde bir karar belirtmedikçe eve dönmek de mümkündür.
Damara yerleştirilen bir IV yoluyla sağlanan İntravenöz (IV) sedasyon, gerçekleştirilecek operasyona bağlı olarak farklı seviyelerde uygulanabilir; düşük seviyede hasta kendini uykulu hisseder fakat refleksleri yerindedir. Orta veya derin sedasyon ise nefesi yavaşlatırken, operasyonun hatırlanmamasına sebebiyet verebilir. Buna rağmen, genel anestezi sırasında olduğu gibi tam bir bilinçsizlik hali oluşmaz.
Bölgesel Anestezi
Bölgesel anestezi, vücudun belirli ve büyük bir bölümün uyuşturulmasını içeren bir ağrı yönetimi türüdür. Bu türden uyuşturma, enjeksiyon yoluyla veya damara bağlanan ve kateter adı verilen küçük bir tüp vasıtasıyla gerçekleştirilir.
Bölgesel anestezi yaygın olarak lokal anestezinin ihtiyacı karşılamayacağı durumda ve hastanın yanık kalması istendiğinde uygulanır. Özellikle halk arasında sezaryen olarak da bilinen epidural doğumlarda tercih edilen bu ağrı kontrolü türü ile anne uyanık kalırken, acı hissetmeden doğumun gerçekleşmesi için bebeği itebilir. Bu işlem sırasında bebek de herhangi bir zararlı maddeye (sakinleştirici ilaçlara) maruz kalmaz.
Bu avantajlarının yanı sıra, bölgesel anestezi oldukça güvenilirdir; öyle ki, operasyon sırasında ve sonrasında genel anestezi ile ortaya çıkabilecek olası komplikasyonları ve yan etkileri içermez. Bununla beraber elbette ki bir uzman kontrolünde uygulaması yapılır.
Lokal Anestezi
Bölgesel anestezi ile sık sık karıştırılan lokal anestezi ise, vücudun sınırlı ve küçük bir bölgesini uyuşturmak amacıyla, tek seferlik bir ilaç enjeksiyonu vasıtasıyla gerçekleştirilir. Bu ağrı kontrolü biçimi, cilt veya meme biyopsisi yapmak, kırık bir kemiği onarmak veya derin bir kesiği dikmek gibi, hızlı bir şekilde tamamlanması gereken işlemler için kullanılır. Bazı durumlarda ise hem genel anestezi de lokal anestezi aynı işlemde beraber uygulanabilir.
Lokal olarak gerçekleştirilen uyuşturma işlemi ile kişi uyanık kalır ve ağrı hissetmese de işlemin yapıldığı bölgede hafif bir baskı hissedebilir.
Birçok cerrahi prosedürün en az hazırlık süreci ile hızlı bir şekilde gerçekleştirmesini mümkün kılan bu anestezi türü de uygulanması sırasında bir uzmanın rehberliğini gerektirir. Yan etkiler ve komplikasyonlar değerlendirildiğinde oldukça güvenli sayılabilecek lokal anestezi ertesinde mide bulantısı ve işlemin gerçekleştiği bölgede ağrı hissi oluşabilir. Nadir durumlarda ise kişi, anesteziğe karşı alerjik reaksiyon gösterebilir. Böyle bir tepki ile karşılaşmamak için operasyon öncesinde doktor gerekli testleri yapacaktır.