Güncelleme Tarihi: 15 Aralık 2020
- D Vitamini Nedir?
- D Vitaminin Yararları Nelerdir?
- D Vitamini Eksikliği Durumunda Vücutta Neler Olur?
- D Vitamini Bakımından Zengin Besinler Nelerdir?
D Vitamini Nedir?
D vitamini birtakım gıdalarda doğal olarak bulunmasının yanı sıra güneş ışığına (UV ışınları) tepki olarak vücutta üretilen ve yağda çözünen bir sekosteroid grubudur. “Kalsiferol” olarak da adlandırılan bu vitamin, kalsiyum, magnezyum ve fosfatın bağırsakta emilimini sağlarken bu maddelerin vücutta tutulmasına da yardımcı olur. Beslenme ve deri sentezi yoluyla vücuda alınan kalsiferol ilk aşamada pasif durumdadır; karaciğer ve böbreklerde protein enzim hidroksilasyon ile aktive edilir.
Bazı araştırmacılara göre “güneş ışığı vitamini” olarak da adlandırılan bu molekül, vücutta sentezlendiği için teknik açıdan vitamin olarak kabul edilemez. Bu araştırmacılar, D vitaminin prohormon olarak tabir edilen bir tür hormon olduğunu savunur.
D Vitaminin Yararları Nelerdir?
- Birtakım kanser hücrelerinin büyümesini yavaşlatır (özellikle göğüs, prostat ve kolon kanseri için koruyucudur),
- Enfeksiyonların kontrol altında tutulmasını sağlar,
- İltihabı azaltır,
- Organ ve doku iyileşmesine yardımcı olur,
- Steroide dirençli astımı olan kişiler için destekleyici özellik gösterir,
- Akciğer fonksiyonlarını iyileştirir,
- Kemik sağlığını korur, kemikleri güçlendirir,
- Dişleri sağlıklı kılar,
- Bağışıklığı destekler,
- Kardiyovasküler sağlığa (kalp & tansiyon) katkı sağlar,
- İnsülin seviyelerini düzenleyerek şeker hastalığına dair riskleri azaltır,
- Beyin ve sinir sistemini destekler,
- Çeşitli virüslere karşı önleyici özellik gösterir,
- Mevsimsel gripten korunmayı sağlar,
- Anne sütünde yeterli miktar bulunmadığı için takviye olarak verildiğinde (doktor tavsiye eder ise) yenidoğanlar için koruyucu özellik gösterir,
- Yenidoğanlarda yiyecek alerjisi geliştirme riskini düşürür.
D Vitamini Eksikliği Durumunda Vücutta Neler Olur?
Son dönemde yapılan araştırmalara göre, dünya üzerinde 1 milyara yakın insan D vitamini eksikliğinden muzdariptir. Bu sorun, cinsiyet ve etnik kökenden bağımsız bir şekilde herkeste görülebilmektedir. Fakat aşağıdaki kişiler, D vitamini eksikliği açısından daha yüksek risk altındadır:
- Koyu tenli bireyler,
- Sütten kesilmemiş bebekler,
- Crohn ve çölyak hastaları,
- İleri yaştaki kişiler,
- Sarkoidoz, tüberküloz, histoplazmoz veya granülomatöz ile ilişkili hastalığı olanlar,
- Aşırı kilolular (obez ve obezite sınırında olanlar),
- Hiperparatiroidizmi olan kişiler,
- Osteoporoz (kemik erimesi) hastaları,
- Kronik böbrek veya karaciğer hastalığı olan kişiler,
- Lenfoma hastaları,
- Birtakım kolesterol ve nöbet önleyici ilaçları kullananlar,
- HIV / AIDS ilaçları alanlar,
- Mantar tedavisinde kullanılan antifungal ilaçları kullananlar,
- Daha çok kapalı alanlarda vakit geçirenler,
- Aşırı miktarda güneş koruyucu kullanan kişiler,
Günlük olarak vücuda alınması gereken kalsiferol miktarı konusunda bir fikir birliği bulunmasa da çocuklar ve yetişkinler için alt sınır 600 IU ve üst sınır 4000 IU olarak kabul edilmektedir. Daha ayrıntılı olarak şu şekilde sıralanabilir:
Yenidoğan – 12 ay arası: 400 IU – (10 mcg)
1 – 13 yaş arası: 600 IU – (15 mcg)
14 – 18 yaş arası: 600 IU – (15 mcg)
19 – 70 yaş arası: 600 IU – (15 mcg)
71 yaş ve üstü: 800 IU – (20 mcg)
Hamile ve emzirenler: 600 IU – (15 mcg)
Uzun süreli olarak, bu rakamların çok altına düşüldüğü durumda ise aşağıdaki sorunlarla karşılaşılması olasıdır:
- Kemik zayıflatıcı bir hastalık olarak kabul edilen raşitizm (özellikle çocukluk döneminde meydana gelir),
- Kardiyovasküler hastalıklar (kalp ile ilişkili problemler),
- Zayıf bağışıklık,
- Multipl skleroz,
- Nörolojik hastalıklar,
- Gebelik komplikasyonları,
- Başta göğüs, prostat ve kolon olmak üzere bazı kanserler,
- Kemik ve sırt ağrısı (yürüme, oturma / kalma ve merdiven tırmanma esnasında kaslarda şiddetli ağrılar görülür),
- Bacaklarda, pelviste ve kalçada stres kırıkları,
- Geçmeyen yorgunluk ve halsizlik,
- Tedaviye cevap vermeyen veya tekrarlayan enfeksiyon,
- Mutsuz ve üzgün hissetme, depresyon,
- Yaraların yavaş iyileşmesi,
- Saç dökülmesi.
Bunların yanı sıra, gerektiğinden çok daha fazla D vitamini almak da insan sağlığına zararlıdır. “D vitamini toksisitesi” olarak bilinen bu durumda, kilo kaybı, mide bulantısı, kusma, iştahsızlık, halsizlik, ağız kuruluğu, ağızda metal tadı, yorgunluk, kabızlık veya ishal görülebilir. Bununla beraber, kandaki kalsiyum seviyesi ciddi miktarda artarak kalp ritmiyle ilgili problemlere yol açarken, böbrekler de bu durumdan önemli oranda etkilenir.
Ayrıca, bu doğal molekülün oluşmasını sağlamak adına uzun süre güneş altında durmak da önerilmez. Gerektiğinden uzun süre güneş ışınlarına maruz kalmak, cilt kanseri de dâhil olmak üzere çeşitli cilt sorunlarına yol açabilir.
Bu tür sorunlarla baş başa kalmamak adına, doktor önerir ise vitamin takviyeleri almak iyi bir fikirdir.
D Vitamini Bakımından Zengin Besinler Nelerdir?
D vitaminin ana kaynağı aslında güneştir; UVB radyasyonu yoluyla derinin alt katmanlarında kolekalsiferol sentezlenir. Bu doğal molekülün edinimi için deri öylesine güçlü bir kaynaktır ki, pek çok araştırma yoğun pigmente sahip olan insanların D vitamini eksikliği ile karşı karşıya kaldığını göstermiştir.
Bunun yanı sıra önemli miktarda D vitamini içeren birtakım besinler de vardır. Bunlar:
- Yağlı balık eti (somon, sardalye, ringa balığı, uskumru, Mersin balığı, vb.),
- Süt ve süt ürünleri (özellikle evde mayalanmış yoğurt),
- Soya sütü,
- Badem sütü,
- Yeşil mercimek gibi protein yönünden zengin baklagiller,
- Yumurta sarısı,
- Kültür mantarı (güneşe maruz kalarak yetişen bu ürün kalsiferol açısından çok zengindir),
- Portakal suyu,
- Kahvaltılık tahıllar.
Bunlarla beraber, başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere pek çok ülkede inek sütünden ve bitkilerden türetilen süt ikameleri D vitamini ile güçlendirilerek alıcıya sunulmaktadır.