Güncelleme Tarihi: 14 Kasım 2024
Kalp hastalıkları nedeniyle birçok kişinin kalp pili kullanması gerekebilmektedir. Başlıca işlevi kalp ritmini düzenlemek olan kalp pilleri, kalp hastalarının yaşam kalitesini iyileştirmekte oldukça etkilidir. Gerektiği takdirde vakit kaybedilmeden uygulanması gereken bu tedavi yöntemi ile birlikte hastaların yaşam şekillerini de düzenlemeleri gerektiği unutulmamalıdır. Birçok kalp rahatsızlığı doğuştan veya çevresel faktörlerden ötürü ortaya çıkabilmektedir. Çevresel faktörler arasında; yetersiz ve düzensiz beslenme, yeterince hareket etmeme, egzersiz yapmama, sigara ve alkol tüketme gibi unsurlar yer almaktadır. Kalp rahatsızlıklarına sahip olan kişilerin uzman tarafından belirlenen gerekli tedavi yöntemine başvurmakla birlikte, yaşam şekillerini de gözden geçirmeleri ve gerekli düzenlemeleri yapmaları gerekmektedir.
Kalp pilleri geçici veya kalıcı olmak üzere iki şekilde mevcut olmaktadır;
Kalıcı Kalp Pilleri: Kalbin yavaş atması ile ritminin düzenlenmesi amacıyla kalıcı kalp pilleri kişilere takılabilmektedir. Ölüme dahi yol açabilecek olan kalp ritmi bozukluğu veya kalp yetmezliği rahatsızlığına sahip olunduğu takdirde, kişilerin kalıcı kalp pilleri kullanması gerekebilmektedir. Piller kalp hızını dengede tutmakta etkilidirler.
Geçici Kalp Pilleri: Açık kalp cerrahisi geçirmiş olan, taşikardi rahatsızlığına sahip olan veya kalp krizi geçirmiş olan kişilere geçici kalp pili takılabilmektedir. Geçici kalp pillerinde mevcut olan jeneratör vücudun dışında yer almaktadır. Lead kablo aracılığıyla pil bağlantısı sağlanmaktadır. Geçici kalp pilinin çıkarılması için hastanın kalp ritminin düzene girmiş olması gerekmektedir. Rahatsızlığın normale dönmüyor oluşu, kalıcı bir problem halinde seyretmesi durumunda geçici kalp pili çıkarılır ve kalıcı kalp pili takılır.
Kalp Pili Ne İşe Yarar?
Kalıcı ritim bozukluklarında kullanılmakta olan kalp pili, genel olarak hastaların göğüs duvarının sol tarafına yerleştirilmektedir. Deri altında cep oluşturma şeklinde kalp pili hastanın vücuduna yerleştirildikten sonra kalp ritmini düzenleme işlevini üstlenmektedir. Kalp pilinin yerleştirileceği bölge hastanın hangi elini kullandığına göre belirlenmektedir. Sol elini kullanan hastalarda kalp pili sağ tarafa yerleştirilmektedir. Kalp pili yerleştirilme işlemi lokal anestezi altında gerçekleştirilmektedir. İşlem, ilk olarak cilt altına cep açılmasıyla başlatılmaktadır. Açılan cebin bataryayı alabilecek büyüklükte olması gerekmektedir. Toplardamar içerisinden lead olarak bilinmekte olan kablo aracılığıyla bağlantı sağlanmaktadır. Bataryaya elektrotların bağlanması ile birlikte bağlantı noktası oluşturulmaktadır.
Kalp pilinin, ihtiyacı olan hastalara takılması, hastaların yaşam kalitelerinin artmasını sağlamaktadır. Kalp pili haricinde uygulanabilecek ve aynı sonucu doğurabilecek başka bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır. Pilin doğru şekilde ve ihtiyacı olan hastaya takılması sonucunda, hastanın ömrünün uzadığı bilinmektedir.
Kalp Pilinin Ömrü Ne Kadar?
Kalp pili takılma işlemi sonrasında komplikasyon olma riski oldukça düşüktür. İşlemin genellikle hayati bir risk taşımadığı bilinmektedir. Kalp pili takılan hastanın her altı ayda bir düzenli bir şekilde muayene edilmesi gerekmektedir. Kontrolün daha sık gerçekleştiği durumlar mevcuttur. Sık gerçekleşiyor olması durumu doktorun isteği ile hastanın talebiyle belirlenir. Kalp pilinin ömrü yaklaşık 6 ile 7 yıl arasında değişmektedir. Kontrol sonrasında kalp pilinin ne kadar ömrü kaldığına dair hastaların bilgi edinebilmesi mümkündür. Kalp pilinin bitmesi durumu gerçekleştiğinde bataryanın değiştirilmesi yeterli olacaktır. Kalp pilleri aniden bitmemektedir. Bunun sebebi pillerin ömrü azaldığında işaret göndermesidir. Ömrü azalan pillerin bataryası, uzman tarafından değiştirilir.
Kalp Pili Takıldıktan Sonra Dikkat Edilmesi Gerekenler
Kalp piline sahip olan kişilerin dikkat etmesi gereken unsurlar başlıca şu şekilde sıralanabilmektedir;
- Metal dedektörlerden uzak durmak: Kalp piline sahip olan hastaların, pil tanıtım kartlarını mutlaka yanlarında taşımaları gerekmektedir. Özelikle metal dedektörlerin kalp piline zarar verebileceği unutulmamalıdır. Güvenliği sağlamak amacıyla kapalı alanlara girişte bulunan metal dedektörden hastaların kesinlikle geçmemesi gerekmektedir. Metal dedektörler kalp pilinin işlevleriyle etkileşime girebilmektedirler. Bu etkileşim sonrasında hastanın zarar görmesi kaçınılmaz olacaktır. El ile kullanılan dedektörler ise özellikle kalp bölgesine yaklaştırılmamalıdır. Kalp ile başlık arasında en az altmış santimetre mesafe bulunması tavsiye edilmektedir.
- Kulaklık olmadan cep telefonu kullanmamak: Kalp piline sahip olan kişiler yalnızca kulaklık aracılığıyla cep telefonu kullanmalıdırlar. Cep telefonunun kulağa yakın mesafede tutulması sonucunda kalp pili ile telefon etkileşim haline girecek, bu etkileşim hastaya zarar verecektir. Cep telefonu kullanan kişilere, cep telefonunun daima kalp pilinden uzak tutulması tavsiye edilmektedir. Uzaklık açısından tavsiye edilen mesafe en az on beş santimetredir. Kişilerin kesinlikle kalp pilinin takılı olmadığı bölgede telefonla konuşmaları gerekmektedir. Sol tarafında kalp pili takılı olan kişi sağ kulağı ile cep telefonunu kullanmalıdır.
- MR çektirmekten kaçınmak: MR çektirmesi gereken hastaların, mümkün olduğunca alternatif yöntemlere başvurması ve MR çektirmekten kaçınması gerekmektedir. Hasta, MR talep eden uzmana kalp piline sahip olduğunu belirtmelidir. Mümkün olduğu takdirde farklı tedavi ve tetkik yöntemlerine başvurulmalıdır.
- Güçlü elektriksel alanlardan uzak durmak: Kalp piline sahip olan kişilerin, özellikle yüksek gerilim hatları ile park alanlarından uzak durması gerekmektedir.
- Çalışır durumda olan aracın motoru ile uğraşmamak: Kişilerin, kalp pilinin işlevlerini olumsuz etkileyeceği sebebiyle bazı aletlerden uzak durması gerekmektedir. Bu aletler arasında özellikle mıknatıs taşıyanlar, kalp pilinin fonksiyonunu kaybetmesine dahi neden olabilmektedir. Pil, mıknatıs ile temas ettiği takdirde işlevini yüksek olasılıkla geçici bir süreliğine kaybedecektir. Bu nedenle, kalp pili ile mıknatıs arasında bulunması gereken mesafe en az on beş santimetre olmalıdır.