Güncelleme Tarihi: 11 Haziran 2018
Kalp içerisinde bulunmakta olan damarlardan uğultuya benzeyen sesin gelmesi durumu kalpte üfürüm olarak adlandırılmaktadır. Bu ses stetoskop aracılığıyla duyulmaktadır. Bu durum bir hastalık olarak tanımlanmamaktadır. Üfleme sesine benzeyen bu sesin daha çok bebeklerde meydana geldiği bilinmektedir. Bunun yanı sıra kalpte üfürüm durumu kalpte kan akışı hızının arttığı gibi durumlarda da görülebilmektedir. Bu durumlara hamilelik, kansızlık ve tiroid örnek verilebilmektedir. Kalpte üfürüm durumu bir hastalık olarak geçmemektedir fakat nadiren de olsa bazı hastalıkların belirtisi olduğu bilinmektedir. Özellikle kalp damar hastalıkları ve kalpte meydana gelen delinmelerin belirtisi olabilen kalpte üfürüm durumu ciddiye alınması gereken bir durumdur.
Kalpte Üfürüm Çeşitleri Nelerdir?
Kan damarlarından gelen ses olarak tanımlanmakta olan kalpte üfürüm, özellikle bazı kalp hastalıklarının belirtisi olabilmektedir. Kalpte meydana gelen üfürümlerin birçok çeşidi bulunmaktadır. Bu çeşitler üfürüm şiddeti ve frekansına bağlı olarak meydana gelmektedirler. Bu nedenle kalpte meydana gelen üfürümün şiddetini, frekansını ve neden meydana geldiğini bilmek oldukça önemlidir. Kalpte meydana gelen üfürümler patolojik, masum üfürüm sistolik, diyastolik ve sürekli üfürümler olarak beş ayrı alanda ele alınmaktadır. Bunlardan ilki olan patolojik üfürüm ciddi kalp rahatsızlıklarının belirtisi olabilmektedir. Bu ciddi kalp rahatsızlıklarının arasında kalp kapakçığında daralma durumu, damarlarda daralma ve tıkanma durumu ile kalpte meydana gelen delinmeler yer almaktadır. Masum üfürükler ise genel olarak çocuk ve bebeklerde 3 ve 8 yaşları arasında meydana gelmektedir. Bu masum üfürükler herhangi bir tehlikeli duruma neden olmazlar. Bu masum üfürüklerin kan akışında meydana gelen bozukluklar nedeniyle görüldüğü bilinmektedir. Bu durumun şiddeti bazı etkenlerle birlikte artmaktadır. Bu etkenler başlıca şu şekilde sıralanabilmektedir;
- Çocukların ateşlenmesi
- Kansızlık
- Aşırı yorgunluk
- Heyecan
- Stres
Bu sebeplerden ötürü kalpte üfürüm meydana geldiği takdirde sebepler ortadan kalktığında kalpte üfürüm problemi de ortadan kalkacaktır. Üfürümün şiddeti bazı durumlarda değişiklik gösterebilir. Vücut hareketleri ve nefes sıklığına bağlı olarak üfürüm şiddetinde farklılık görülebilmektedir. Sistolik üfürümler kasılmalardan ötürü meydana gelmektedir. Kalp işlevlerini yerine getirirken birtakım kasılmalar meydana gelmektedir. Bu kasılmalar sonucunda da sistolik üfürümler görülebilmektedir. Diyastolik üfürümler ise işlevlerini yerine getirmekte olan kalbin kasılma sonrası gevşemesinde meydana gelmektedir. Diyastolik üfürüm çok kısık olmasıyla bilinmektedir. Kalbin işlevlerini yerine getirmesi esnasında gerçekleşen tüm kasılma ve gevşeme hareketlerinde meydana gelen sesler ise sürekli üfürümler olarak adlandırılmaktadır.
Kalpte Üfürüm Teşhisi Nasıl Gerçekleştirilir?
Seslerin frekansı aracılığıyla kalpteki üfürüm teşhis edilmektedir. Bu nedenle teşhis sırasında steteskop gibi araçlar kullanılmaktadır. Bebek ve çocuklarda da genel olarak rutin kontrol sırasında steteskop aracılığıyla yapılan muayene sonucunda kalpte üfürüm teşhisi konulur. Doktor tarafından kalpte meydana gelen üfürümün nedeninin teşhis edilmesi için ayrıntılı kan tahlili de istenebilmektedir.
Kalpte Üfürüm Tedavisi Nasıl Gerçekleştirilir?
Kalpte meydana gelen üfürüm bir hastalık olmadığı gibi herhangi bir tedavisi de bulunmamaktadır. Kalpte üfürüm meydana geldiğinde öncelikle bu durumun neden kaynaklandığı teşhis edilmelidir. Daha sonra EKG, göğüs filmi ve ekokardiyogram gibi yöntemlerle kalpte meydana gelen üfürümler tedavi edilir.
Tedavi yöntemleri arasında kan akış hızını azaltıcı tedavi yöntemleri de kullanılmaktadır. Kansızlık nedeniyle meydana gelen kalpte üfürüm görülmesi ise kansızlığı tedavi eden ilaçlar aracılığıyla önlenebilmektedir. Kalp ve damar rahatsızlıklarından ötürü meydana patolojik üfürüm ise cerrahi yöntemlerle tedavi edilmektedir. Kalp üfürümü bir hastalık olmamakla birlikte birtakım hastalıkların belirtisi olabileceği için dikkate alınması gereken bir durumdur. Tüm kalp rahatsızlıklarında olduğu gibi bu durumda da oluşabilecek risklerden ötürü vakit kaybedilmemesi gerekmektedir.