Güncelleme Tarihi: 30 Kasım 2020
- COVID-19 ve Böbrek Hastalığı Arasındaki İlişki
- COVID-19’un Böbrekteki Etkileri
- Böbrek Hastaları İçin Öneriler
COVID-19 ve Böbrek Hastalığı Arasındaki İlişki
Şiddetli akut solunum sendromuna yol açan COVID 19, SARS-CoV-2 olarak da bilinen bulaşıcı bir solunum ve vasküler hastalıktır. Yaygın semptomları arasında ateş, öksürük, yorgunluk, nefes almada zorluk ve koku & tat kaybının yer aldığı bu hastalık, virüse maruz kalındıktan 1 ila 14 gün sonra ortaya çıkar. COVID-19, dünya genelinde pek çok kişinin hafif semptomlarla atlattığı bir hastalık olmasına rağmen, solunum sıkıntısı sendromu (ARDS) ve çoklu organ yetmezliği başta olmak üzere hayati tehlikeye yol açan rahatsızlıkların ortaya çıkmasına neden olur.
Tükürük ve diğer vücut sıvılarının atılımı (nefes alma, öksürme, hapşırma, konuşma sırasında) ile yayılan koronavirüs özellikle kalp, tansiyon, şeker, obezite ve böbrek yetmezliği gibi kronik hastalıkları bulunan kişiler için ciddi riskler oluşturur.
Bilim insanları sözü geçen virüsle ilgili bilgilere ulaştıkça, enfekte olmanın akabinde, mevcut tıbbi rahatsızlıkların ileri bir aşamaya taşındığına tanık olmaktadırlar. Bunun sebebi, böbrekler ile ilişkili akut sorunlar yaşayan kişiler başta olmak üzere, kronik rahatsızlığa sahip pek çok hastanın bağışıklık sisteminin zayıf olması; ve bununla bağlantılı olarak vücudun ciddi enfeksiyonlar için daha yüksek risk altında bulunmasıdır.
COVID-19’un böbrek hastalarını ciddi oranda etkilemesinin yanı sıra, bu virüs, sağlıklı bireylerde böbrek yetmezliği, tübüler yaralanma (akut tübüler nekroz) ve böbrek enfeksiyonu gibi sorunların ortaya çıkmasına da neden olabilir. Öyle ki, son dönemde yayınlanan raporlar incelendiğinde, COVID-19 ile enfekte olan yetişkinlerin bir kısmının, ani bir böbrek fonksiyonu kaybı olan akut böbrek hasarı geliştirdikleri gözlemlenmiştir. Bu kişilerin başka bir tıbbi sorunu olmamakla birlikte, tedavileri diyaliz ile desteklenmiştir. Bununla beraber, koronavirüs ile ilişkili olarak böbrek sorunlarının yaşandığı durumda, tedavisi tamamlanıp hastaneden taburcu olan hastaların bir kısmında düşük böbrek fonksiyonuna da rastlanmaktadır.
COVID-19’un Böbrekteki Etkileri
Klinik açıdan, virüs henüz tam anlamı ile tanınmadığı için COVID-19’un böbrekleri neden etkilediği bilinmemektedir. Fakat bu virüs sebebiyle sağlık merkezlerine başvuran her üç kişiden birinin, daha önceden herhangi bir kronik hastalıkları olmasa dahi akut böbrek hasarı ile karşı karşıya kalmaları bilim insanlarını birtakım tahminler yapmaya itmiştir.
Virüsün böbrekleri neden etkilediğine ilişkin tahminlerden ilki hastalığa neden olan SARS-CoV-2’nin böbrekler de dâhil olmak üzere insan vücudunda bol miktarda bulunan ACE2 adlı bir reseptörle güçlü bir bağ kurması üzerinedir. Buna göre, virüs ACE2’ye sivri uçları vasıtasıyla yapışır ve organ bu durumdan etkilenir. Yeni tip koronavirüsün neden olduğu bu olumsuz etki, benzer reseptörlere sahip akciğer ve kalp hücrelerinde de görülür.
Bir diğer tahmin ise atıkları ve fazla sıvıyı vücuttan uzaklaştırmakla görevli olan bu organın, COVID-19 nedeniyle kan pıhtıları oluşturmaya başlamasıdır. Bu durumda, kan pıhtıları sistemin düzgün çalışmasını etkiler. Enfekte olmuş hastalardan alınan biyopsiler de bu fikri desteklemektedir.
Üçüncü tahmin, enfeksiyon sırasında, kandaki anormal derecede düşük oksijen seviyelerine bağlı olarak bu organın işlevini yitirmesi ile ilgilidir.
Son tahmin ise böbreklerde iltihaplanma ile ilişkilidir. Vücut, enfekte olmanın ardından iyileşmeyi sağlamak ve sistemi harekete geçirmek adına iltihap üretir ve bu iltihap farklı moleküller ve proteinler yardımıyla bastırılır. Fakat bazı durumlarda, bu reaksiyon aşırıya kaçarak hayati organlara zarar verebilir.
Böbrek Hastaları İçin Öneriler
Böbrek hastalığı ve benzer kronik rahatsızlıkları olan kişiler, koronavirüs ile enfekte olmaları durumunda, sağlıklı bireylerden çok daha ciddi sorunlar ile karşı karşıya kalma riski taşırlar. Özellikle diyaliz hastaları düşünüldüğünde, bu kişilerin bağışıklık sistemleri zayıflayabilir; bu da enfeksiyonlarla savaşmayı zorlaştırır.
Ayrıca, bu hastalar için enfekte olma riskinin de yüksek olduğu söylenebilir. Bunun nedeni, bu kişilerin evde izole olmalarının mümkün olmamasıdır. Diyaliz merkezine gidip gelmek toplumla etkileşime girmeyi gerekli kılmaktadır. Bu sebeple böbrek hastalarının, düzenli olarak planlanan diyaliz tedavilerine devam etmeleri ve sağlık ekiplerinin önerdiği şekilde gerekli önlemleri almaları çok önemlidir.
Böbrek nakli olan kişilerin, bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlardan olan anti-ret ilaçları kullanması, tedavinin bir parçası olarak doktor tarafından önerilebilir. Bu durumda, bağışıklık sistemi daha az aktif olacağından, enfeksiyonlarla savaşma açısından çeşitli sorunlar ortaya çıkabilir. Yine de, doktor öneriyor ise bu ilaçları almaya etmek gereklidir. Buna ek olarak, organ nakli alıcılarının koronavirüse yakalanma riskinin daha yüksek olduğunu gösteren hiçbir kanıt bulunmamaktadır. Bu sebeple tedaviyi ertelemek önerilmemektedir.
Tüm bunların yanı sıra, elbette ki, sık sık elleri yıkamak, maske takmak, sosyal mesafeyi sağlamak ve sağlık ekibinin önerilerini takip etmek, böbrek hastaları için de hastalıktan korunmak adına atılacak en önemli adımlardır.
Diğer öneriler ise şöyledir:
- Virüs ile enfekte olma korkusuna kapılmadan muayeneler için düzenli bir şekilde sağlık merkezlerine gitmeye devam etmek (diyaliz alan hastalar ile organ nakli olacak / olan kişiler),
- Halka açık bir yere çıkıldığı durumda yakın teması sınırlamak,
- Reçete edilmiş ilaçların kullanımını aksatmamak; sağlık bakanlığının izni dâhilinde, olası bir kısıtlamaya karşın bu ilaçların stokunu sağlamak,
- Mümkün olduğunca kalabalıktan kaçınmak,
- Burun köprüsünü ve tüm ağzı kaplayan bir maske tercih etmek.
Bunların yanı sıra, virüs ile enfekte olmuş diyaliz hastaları için henüz özel olarak bir tedavi geliştirilmemiştir. Dünya genelinde, pek çok vakada, kronik rahatsızlıkları bulunan COVID-19 hastalarına, herhangi bir rahatsızlığı bulunmayan kişiler ile benzer tedaviler uygulanmaktadır. Bu sebeple kronik hastalar için en iyi tedavi, korunmadır.