Güncelleme Tarihi: 4 Mayıs 2018
Yapay Kalp Ameliyatı Hangi Durumlarda Yapılır?
Kalp vücudumuzdaki en önemli organlardan biridir. Aynı zamanda en fazla özen göstermemiz ve sağlığını korumamız gereken organlar arasında yer almaktadır. Günümüzde kalp sağlığı sorunları giderek daha sık görülür hale gelmiştir. Vücudun işleyişinde en önemli rollerden birini üstlenen kalp, herhangi bir kalp rahatsızlığı sebebiyle kan pompalayamaz duruma gelebilir. Bu durumda vücuda kan pompalayamayan kalp, diğer organlara da oksijen taşıyamaz. Böylelikle vücutta ciddi rahatsızlıkların görülmesi durumu kaçınılmazdır. Kan pompalayamaz duruma gelen kalp kasları işlevini kaybettikçe ölmeye başlar, kendini yenileme durumunu gerçekleştiremez. Bu durum kalp yetmezliğine yol açmakta ve vücuda kan taşıyamama, organlarda sıvı birikimi gibi durumlara yol açmaktadır. Durumu çok fazla ilerlememiş hastalarda erken teşhis sayesinde önlemler alınabilir ve birtakım tedaviler uygulanabilir. Fakat durumu fazlasıyla ilerlemiş olan hastalar için kalp nakli yapılması zorunlu hale gelmiştir.
Kalp nakli ameliyatının en zorlu kısmı uygun bir kalbin bulunmasıdır. Bu süreç bazen yıllar alabilir. Hastaların vücuda kalp pompalayamaz kalp ile uzun süre yaşam fonksiyonlarını devam ettirmeleri mümkün olmayabilir. Bu nedenle uygun bir kalp bulunması ihtimalinin hasta için beklenemeyecek kadar aciliyeti olduğu durumlarda doktor tarafından yapay kalp ameliyatı uygulama kararı alınır. Hasta da bu duruma onay verdiği takdirde yapay kalp (Abicor Implantable Replacement Heart) işlemi uzman doktor tarafından uygulanır. Yapay kalp tıbbi literatürde sol ventriküler olarak geçmektedir. Yapay kalp, hastaya uygun kalp dönoru bulma işlemi uzun sürebileceği için, bu süreçte hastanın hayati fonksiyonlarına devam edebilmesini sağlar. Vücudumuzun tüm yaşamsal fonksiyonunu yerine getirebilmesi için kalbin kan pompalıyor olması durumu şarttır ve yapay kalp sayesinde hastanın yaşama tutunması sağlanmış olmaktadır. Yapay kalp sayesinde kan vücutta olağan ve sağlıklı biçimde dolaşır.
Yapay Kalp Nelerden Oluşmaktadır?
Yapay kalp olarak bildiğimiz sol ventriküler, kalbin başlıca faaliyetlerini yerine getiren bir araç olarak düşünülebilir. Tam anlamıyla kişinin kalbine denk olarak düşülmemelidir fakat yine de işlevleri yerine getirip hastanın hayatla bağlantısının kopmaması bağlamında oldukça önemlidir.
Yapay kalp, kablosuz enerji transfer sistemi, dahili ile harici batarya, kontrolör parçaları, hidrolik pompa ve kalp valfinden meydana gelmektedir. Yapay kalp, titanyum ile plastik karışımından meydana gelmektedir, sağ atrium, sol atrium, aort ve pulmonar arter şeklinde dört bağlantı ile gerçekleşmektedir.
Yapay kalplerin 10 litreden fazla kan pompaladığı bilinmektedir.
Yapay Kalp Ameliyatı Nasıl Gerçekleşir?
Artık işlevlerini yerine getiremez duruma gelmiş olan kalbin işlevlerini üstlenmek üzerine takılan yapay kalpler günümüz teknolojisi sayesinde geçmişe oranla çok daha işlevsel hale gelmiştir. Teknoloji sayesinde daha az sesli çalışan ve ameliyatlarının riski minimuma indirilmiş olan yapay kalpler, günümüzde daha fazla tercih edilebilir durumdadır. Ameliyatlar 3 ile 6 saat arasında sürmektedir. Yapay kalpler, işlevlerini yerine getirebilmek için gerekli olan enerjiyi pillerden alırlar ve hastanın ameliyat sonrasında bu pilleri düzenli olarak şarj etmesi gerekir.
Yapay kalp ameliyatının daha sorunsuz, kısa sürede ve kolay geçmesinin başlıca etkeni hastanın sağlık durumudur. Daha az sağlık problemi yaşamış olan, daha iyi durumda olan hastaların ameliyatları zor bir şekilde geçmemektedir. Fakat hastanın kalp rahatsızlığının yanı sıra bir başka rahatsızlığının da bulunması veya bağışıklık sisteminin güçlü olmaması ameliyatın normalden biraz daha zor geçmesine neden olacaktır.
Ameliyat Sonrası Hasta Ne Yapmalı?
Ameliyat sonrası hasta hemen taburcu edilmez. Hastanın durumuna göre yaklaşık bir ay boyunca yoğun bakımda kalması gerekmektedir. Bu durum hastada oluşabilecek komplikasyonları önleyebilmek amacıyla gereklidir. Hastanede kalış süreci, yapay kalp ameliyatı sırasında yerleştirilmiş olan pillerin düzenli olarak şarj edilmesi, pansumanların yapılabilmesi ve hastanın kullanması gereken ilaçların nasıl kullanılacağını öğrenmesi açısına oldukça önemlidir. Ameliyat sonrası hastanın mutlaka doktor tarafından önerilen kan sulandırıcı ilaçları kullanması gerekmektedir. Hasta ameliyat sonrası mutlaka düzenli olarak doktor kontrolüne gitmeli ve herhangi bir komplikasyon oluşmaması için gerekli önemleri almalıdır. Tüm bunların yanı sıra hasta yaşam standartlarını yükseltmeli ve kalp sağlığını korumak için beslenme alışkanlıklarına dikkat etmelidir.
Yapay Kalp Nakli Herkese Uygulanır Mı?
İleri seviyede kalp yetmezliği yaşayan ve kalp nakline ihtiyacı olan kişilere uygulanan yapay kalp naklinin öncelikli yapılma sebebi kalbin fonksiyonlarını yerine getirememe durumunu önleyebilmektir. Bu sebeple yalnızca kalbin işlevleri yerine getirilmediği takdirde ve hastanın kalp rahatsızlıkları dışında diğer organlarında bir rahatsızlık olmadığı durumunda yapılabilmektedir. Hastanın bağışıklık sisteminin güçsüz olması birtakım sorunlara neden olabileceği gibi tedavinin başarısını da doğrudan etkileyebilmektedir. Böbrek, karaciğer, akciğer gibi organlarda ciddi rahatsızlıkları bulunan hastalarda yapay kalp ameliyatının uygulanması durumu tercih edilmemektedir.
Tüm bunların yanı sıra yapay kalp ameliyatının ameliyat sonrası pilleri şarj edilmek gibi görevleri yerine getirebilecek olan zihinsel olarak sağlıklı durumdaki kişilere uygulanmaktadır. Ayrıca ülser hastalarında da ilaçların meydana getirdiği kanama riskinden ötürü yapay kalp ameliyatının yapılması önerilmez. Ameliyat öncesi dikkat edilmesi gereken en önemli unsurlardan biri hastanın ameliyat sonrası yapay kalbi kullanılabilecek olup olmamasıdır. Yapay kalp ameliyatı yapmadan önce doktorunuz ameliyatın başarılı olacağı kişilere yapma gibi bir sorumluluğa sahiptir. Bu sebeple bacak, karın ve boyun damarlarında da ciddi problemler yaşayan hastalara yapay kalbin çalışmama ihtimalinden ötürü ameliyat uygulanmayabilir. Ameliyat sonrası hasta mutlaka düzenli olarak kontrole gitmeli ve hem fiziksel hem de psikolojik olarak destek alması gerekmektedir.